Page 463 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 463
EMİRDAĞ HAYATI 465
addettiği masum çocuklara çok Dua ederdi. Kadınların Şefkat Kahramanı
olduğunu; bu zamanda, İslâm Terbiyesi Dairesinde hareket etmenin
elzem olduğunu; yetişen mâsum evlâtlarının Uhrevî Hayatlarından mes'ul
ve eğer dindar yetiştirebilirlerse hissedar bulunduklarını, kendisinin çok
hasta ve perişan olup Dua etmelerini istediğini, ihtiyar hanımlara Dua
ettiğini, genç hanımlardan da Namazını kılanlara Dua edip Âhiret
hemşiresi kabul edeceğini kısaca söylerdi. Ve zaten fazla konuşmazdı.
Mübarek Taife-i Nisa, Said Nursî'nin yüksek bir Ehl-i Hak ve Hakikat
olduğunu, Kalblerinin safvetiyle hissederlerdi.
Üstadın mâsum çocuklarla sohbet ve muhaveresi ise; çok ibretli ve
Saadetlidir. Emirdağı ve civarı köylerinde, yanına gelen mâsumlara,
büyükler gibi ehemmiyet verip, Kalben onlara müteveccih olurdu.
"Evlâtlarım! Siz mâsumsunuz, daha günahınız yoktur. Ben çok hastayım,
bana Dua ediniz, sizin Duanız makbuldür. Ben sizi mânevî evlâtlarım ve
Talebelerim olarak Duama dahil ettim" derdi. O çocuklar, gözlerinden
akan Muhabbet Nurlariyle Üstadı selâmlarlar; Üstad, gafîl büyüklerden
ziyade, onlara samimî ve ciddî Selâm ederdi. Ve "Bunlar istikbalin Nur
Talebeleridir. Bana olan bu alâka ve teveccühlerinin sebebi ise: Mâsum
Ruhları hissediyor ki; Risale-i Nur, onların imdadına gelmiş. Ben de o
Nurun bir Tercümanı olmam hasebiyle, gayr-ı ihtiyarî bu Fedakârane
Muhabbet ve alâkayı gösteriyorlar" derdi.
Üstad, yanına gelen gençlere de; daima Nur Derslerini okumalarını,
zamanın ahlâksızlık tehlikelerinden sakınmalarının büyük menfaat ve
Saadetini onlara telkin ederek, Namaz kılmalarının lüzumunu ihtar
ederdi. Bu tarzdaki Dersinden, belki binlerce gençler intibaha gelmiş-
lerdir.
Yine kırlarda ve yollarda rastladığı memur ve işçilere her birisine
münasip Ders verir, Namaz kılmalarının ehemmiyetini söyler ve o zaman
dünyevî meşgalelerinin Âhiret hesabına geçeceğini telkin ederdi.
Bilhassa bu nevi Dersi, "Din, terakkiye mânidir" diyenlerin fikirlerinin
ancak birer hezeyan olduğunu gösterir. Bilâkis hem o İnsan için, hem
vatan ve millet için İman Nuruna mazhar olmak, maddî - mânevî Saadet
ve Terakkiyi temin eder. Namazını kılıp İstikametle hareket ettiği
takdirde dünyevî çalışma ve gayretinin