Page 71 - Naklen Öyküler
P. 71

sıyrılacağımı düşünürken karnımdaki kramplar acıyla kıvranmama
             yol açıyordu. Yaşadıklarım psikolojimi bozmuş, artık fiziksel ola-
             rak da zarar vermeye başlamıştı. Fazla zaman kaybetmeden, herkesi,

             tabii en başta babamı, ikna edecek bir gerekçe bulmalıydım. Öyle
             bir şey oldu ki hiçbirine gerek kalmadı. Bir gece annemin ‘yetişin
             dostlar’ çığlığıyla yataktan sıçradım. Akşam yemeğinden sonra, geç
             oldu diyerek Esen Teyzenin onlarda kalmamız için ısrar etmesine

             yine karşı koyamayıp onlarda kalmıştık. Hepimiz birden bahçeye
             fırladık. Arka verandanın ışığını açmamla aydınlanan bahçede, ka-
             nımı donduran bir sahne belirdi. Babam ceviz ağacının altında hare-
             ketsiz yatıyor, annem etrafında sağa sola koşturuyordu. Ercan Amca

             koşarak babamın nabzını kontrol etti. Eğilip soluğunu yokladı. Al-
             nına,  ellerine,  ayaklarına  elledi.  Öylece  hareketsiz  duruyor,  olanı
             biteni seyrediyordum. Telefona sarılıp ambulansı aramadığını fark
             ettiğimde derinlerden kopup gelen vahşi bir çığlığı geceye saldım.

             İçindeki bütün öfke, hayal kırıklığı ve umarsızlıkla beraber… Sonra-
             sını anımsamıyorum. Kendime geldiğimde bizim salondaki divanda
             uzanıyordum. Yanımda abim vardı, bileklerimi kolonyayla ovuyor-
             du. Lavanta kokusu genzimi yaktığına göre, biraz da takıntılı şekilde

             epeydir bunu yapıyor olmalıydı. Doğrulamadım. O yüzüme doğru
             yaklaştı. Gitti mi, dedim, gözlerini evet anlamında yumdu. Yeniden
             bayılmışım.


                    O eve bir daha ne Taner’i ne de ailesini soktum. Avukatım
             boşanma davası açmadan anlaşmamı önerdi. İçimde bunun için ge-
             reken dinginlik yoktu. İstediğim koşulları sıralayacak ve ben nasıl
             istiyorsam öyle boşanacaktım. Evdeki hesap mahkemeye uymadı;

             üstüne bir de nafaka ödemek zorunda kaldım. Çünkü Taner çalış-
             mıyordu. Bir gün bile yemek yapmadığım için karılık görevlerimi
             yerine  getirmemiş  oluyordum.  Vesaire  vesaire…  Dert  etmedim;
             sonunda özgürdüm. Her anlamda… Babamı kaybettiğimi duyanlar

             taziye ziyaretine gelmek istiyorlardı. Annemin buna ihtiyacı oldu-
             ğunun farkındaydım. Abim birkaç gün içinde Marmaris’e dönmüş,


                                                                                      71
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76