Page 66 - Naklen Öyküler
P. 66
IV
Babam üç günlük deliksiz uykusundan birden bire uyandı. Bu
süre içinde ara ara bazı muayeneler ve tetkikler yapılıyordu, ama
bize yeni bir bilgi iletilmiyordu. Sorun saptanamadığı için belli bir
tedavi de verilmiyordu. Sorduğumuzda ‘müşahede altında tutuldu-
ğunu’ söylüyorlardı. Bir şekilde işe yaradı. Hiçbir şey olmamış gibi
uyanıveren babam, geçen zamanda neler yaşadığını öğrenmek için
meraktan çıldırdığımız sorularımızın hepsini yanıtsız bıraktı. En son
olarak anımsadığı olay, annemin yanına yatmak için televizyonun
karşısından kalkmasıydı. Karmaşık duygular içindeydim; bir yandan
kavuşmanın paha biçilmez sevinci öte yandan bilinmezliğin hayal
kırıklığı… Doktoru, babama kontrole gelmesini tembihledi. Soru-
lardan kurtulmak için başka testler planlıyor olmalıydı. Ayrıca bel-
leğin yavaş geri gelme olasılığına karşı, belli bir sürenin geçmesini
beklemek gerektiğini söylüyordu. Taburculuk lafını duyar duymaz
eşyaları toparlamaya başladık Farkında olmadan hasta ve otel oda-
larımıza epeyce yerleşmişiz. Bir saat geçmeden abimin arabasıyla
Datça’ya doğru yola çıkmıştık. Yolda kimsenin ağzını bıçak açma-
dı. Neyse ki abim, kısa ya da uzun bütün yollarda radyoyu açardı.
Yoksa sessizlik aramızda somut duvarlar örebilecekti. Müziğin ya
da sohbetin ne olduğu önemli değildi; ses olması yeterliydi. Hatta
hiç hoşlanmasam da bu kez, gürültülü, müziktense söze boğulmuş
şarkıların laf kalabalığı yapması bana iyi bile gelmişti. Annem ön
yolcu koltuğunda oturuyordu. Babam arkada benim dizlerime yat-
mıştı. Dağ gibi adam, gözüme çocuk gibi görünüyordu. Yol boyu bir
saniye bile uyumadı, sonraki birkaç gün de…
Daha eve girmemişken, babamı sarsmadan arabadan indirme-
ye çalışırken Ercan Amca ve eşi Esen Teyze yanımıza geldi. Sanki
pencerede bizi bekliyorlardı. Sonradan öğrendim ki annem hastane-
de kalkığımız sürece Esen Teyze ile sık sık konuşup onu durumu-
muzdan haberdar etmiş. Ben bu kadar yakın olduklarını bilmiyor-
dum. Annem yola çıktığımızı söyleyince hemen yiyecek bir şeyler
66