Page 63 - Naklen Öyküler
P. 63
nem elimi daha güçlü sıktı. Belki de aynı anda, aynı umarsız korku-
yu yaşayıp kaçmaya çalışıyorduk.
III
Abim Tülay’ı evine bırakarak hastaneye döndüğünde beni
aramıştı. Beyin cerrahisi yataklı servisini tarif edip onun gelişini ko-
ridorda bekledim. Annem, babamın başındaydı, ama onu orada uzun
zaman yalnız bırakmak içime sinmiyordu. Yine de böylesine zaval-
lı oluşuna yıllarca kızmışken, kendimi ilk kez ona şefkat duyarken
buldum. Öte yandan annemin bu durumla baş edecek yapıda olma-
dığını bildiğim için abimle bir plan yapmaya karar verdim. İpleri
abimin eline vermek istiyordum. Yorulmuştum, ama bu oturmakla,
uzanmakla, hatta uyumakla geçebilecek bir yorgunluk değildi. Da-
hası babamın dönüşünü uykusuz beklemek istiyordum. Uyandığı an
yanında olup gözlerinin içine bakarak neler yaşadığını, geldiği yerin
neresi olduğunu sorduğumu hayal ediyordum. Abimin kontrolünde
olmasını istediğim kısmıysa, annemin hastaneden bir şekilde götü-
rülmesiydi. Orada annemle bir arada olma düşüncesine bile katlana-
mıyordum. Abim de aynı şeyi düşünmüştü. Gelirken hastaneye çok
yakın bir otele uğrayıp kalma olanağını araştırmıştı. Abimin kestir-
meden giden bu netliği, her zamanki gibi içimde ani bir ferahlamaya
neden oldu. Bu sırada nöbetçi doktorla da konuştuk. Acil servisteki
doktorla hemen hemen aynı şeyleri söyledi. Tahlillerde ciddi bir so-
run görünmüyordu, küçük bir pıhtı öyle bir damardaydı ki varlığıyla
yokluğu arasında bir fark yoktu, babamın henüz uyanmamış olması-
nı açıklayacak hiçbir bulguya rastlamamışlardı. Bu bilgileri anneme
aktardık; kavrayıp kavrayamadığı belli olmuyordu. Yaşadıklarının
üzerine eklenen yorgunluk, algısını iyice kapatmış olmalıydı. Baba-
mın yanında bir süre daha üçümüz birlikte kaldıktan sonra abimle
annemi otele gönderdim. Bütün ısrarlarına karşın ne o gece ne de
daha sonrakilerde hastaneden uzun süre ayrılmayı kabul ettim. Yal-
63