Page 61 - Naklen Öyküler
P. 61

sediyordum.  Birden  annemi  merak  ettim.  Yaşadıklarıma  kendimi
             öylesine kaptırmıştım ki onların yolda olduğunu unutmuştum. Ara-
             ba kullandığını bildiğim hâlde telefonla abimi aradım. Sesi oldukça

             sakindi. Annemi Datça’dan almış, Marmaris’e girmek üzerelermiş.
             Uçarak geliyor olmalıydı. Birkaç kez “Dikkatli gelin” dedim. Onları
             düşünüyor görünsem de aslında bir gecede birden fazla trajediyi kal-
             dıramayacağımı hissettiğim için bencilce sıkı sıkı tembihliyordum.

             Bir anda babamın adının seslenildiğini duydum ve apar topar telefo-
             nu kapattım. Asıl bilgi geliyor olmalıydı. Yanılmamıştım.

                    Neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Bu sefer genç bir erkek

             doktor, babamın beynindeki bir damarda pıhtı gördüklerini, korku-
             lacak bir yerde olmadığını, yükselmiş olan tansiyonunun yol boyu
             verilen tedaviyle düşürülebilmesinin bir şans olduğu, beyin kanama-
             sı olmadığı için kan sulandırıcı tedavi verebileceklerini söyledi. Ba-

             bam beyin cerrahisi servisine yatırılacaktı. Doktor ayrıca, babamın
             bilincinin kapalı olmasını açıklayacak bir sorun saptamadıkları için
             bir süre beklemek gerektiğini, bütün bulgularının o an için normal
             olması nedeniyle babamın kendiliğinden uyanabileceğini umdukla-

             rını ekledi. Serviste yatak hazırlandıktan sonra babamla birlikte ben
             de oraya gidebilecektim. Tülay’ın yanına döndüm, olanı biteni anlat-
             tım. Abim hastanenin otoparkına girmek üzere olduklarını söylemek
             için aradı. Ona Tülay’ı eve götürmek için arabayla acil servisin önü-

             ne gelmelerini ve annemi indirirken Tülay’ı alabileceğini söyledim.
             Ciddi bir durum olmadığını, ama babamın hastanede bir süre yatarak
             tedavi olmak üzere beyin cerrahisi servisine çıkarılmayı beklediğini
             belirtmeyi de ihmal etmedim. Onların gelmesi birden içimi rahatlat-

             mıştı. Sanki babam uyanmıştı da birlikte eve gidecektik. Belirsizlik
             perdesinin hafifçe de olsa aralanması ve bütün sorumluluğu tek ba-
             şıma üstlenmenin verdiği ağırlığın omuzlarımdan kalkması bu rahat-
             lamanın nedeniydi. Gerisi nasılsa gelirdi.


                    Annemi acil servisin kapısında karşıladım. Bembeyaz yüzü,
             buz gibi elleri korktuğunun en açık belirtileriydi. Ona sarıldım. Öyle

                                                                                      61
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66