Page 105 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 105
Eleştiri
lerden oluşan “Acıların Kadını” kaseti sonrasında
elde etti. Çıktığı dönem müzik listelerinde ilk sı-
raya oturan ve kendisine “Altın Kaset” ödülünü
getiren “Acıların Kadını” albümünün arabesk mü-
zik tarihinde artık kült bir çalışma olduğu tartışma
götürmez.
Müzik yazarı Yavuz Hakan Tok, içerisinde benim
bu aktardığım bilgilerin de bulunduğu ve bel-
gesel nitelik taşıyan romanı “Acıların Kadını” ile
Bergen’in sıra dışı hayatını anlatıyor. Belgesel ni-
telikteki roman kaleme alınırken başta Bergen’in
yeğeni olmak üzere yakın akrabaları, yapımcısı
Yaşar Kekeva, doktorları ve sanatçı için yıllar boyu
özel arşiv tutan Garip Özdel, Anıl Gürsun’un bilgi
ve belgelerinden yararlanılıp birebir kronolojik
sıra takip edilmiş. “Acıların Kadını” romanını sade-
ce trajik biçimde öldürülen bir sanatçının hikâyesi
biçiminde okumak yeterli olmaz kanaatindeyim.
Onu da içinde barındıracak şekilde, Türkiye’nin,
1970’lerden 80’lerin sonuna kadar olan kısa ta-
rihini, müzik sektörü üzerinden gözlemlemek
mümkün. Sesinde taşıdığı melankolik buğuyu,
okuduğu şarkılarla içselleştirip adeta hayata yö-
nelik attığı çığlığa, haykırışa çeviren Bergen’in
yıllar geçmesine karşın unutulamaması onu din-
leyerek var olan kuşakların duygu dünyasında
bıraktığı özdeşlik ile de ilgili olduğu muhakkak.
Kuşkusuz roman, Bergen’in on altı yaşında genç
bir kız olarak Ankara’ya gelişi ve sıradan hayat ya-
şarken, eğlenmek için gittikleri gece kulübünde
arkadaşlarının sahnedeki sanatçıya ismini verip etmediği parayı almayacak kadar yüksek ahlaki
şarkı söylemesi için mikrofona davet ettirmesin- karakter taşıdığına kadar birçok özel bilgiyi ro-
den başlayan olaylar dizisini belgesel anlatım- man sayesinde öğrenmek gerçekten benim gibi
larla da destekleyerek gayet sürükleyici biçimde yıllar boyu Bergen dinlemeyi ayine çeviren ilgili
okuyucuya veriyor. Büyük umutlarla çıkardığı ilk birisi için bile etkileyici anlatımlar. Ancak roma-
plağının hiç satmamasından, Müslüm Gürses ile nın hemen başında yeğeni Esra Zorlular’ın yazdı
aynı sahnede şarkı okumanın hayallerini kurdu- ön söz de okuyucuya nasıl bir öykünün kendisi-
ğuna ki bu dileği sonra gerçekleşiyor, hayatında ni beklediğini hissettirmesi bakımından önemli.
önemsediği anlar için günlükler tutmasından, hak “O’nunla çok güzel vakit geçirir, çok eğlenirdik,
ama ağladığında korkardım. Çok ağlardı, hep ağ-
lardı teyzem… Saatlerce süren, o çok korktuğum
şiddetli ağlamaları da gördüm, konserlerde başın-
dan aşağı gül yaprakları dökülürken de. Sahneye
çıkarken gözümün önünde bıçaklandığını da…
Sanki ‘bir gün hayatımı roman yapın’ der gibi
kendi el yazısıyla tarih düşülmüş notlar, gazete
kupürlerini kesip biriktirerek hazırladığı albümleri
bırakan sevgili teyzem…” cümlelerinin yer aldığı
ön sözle başlayan “Acıları Kadını” romanı sayesin-
de, arabesk müziğinin gelmiş geçmiş en önemli
kadın seslerinden Bergen’in öyküsü üzerinden
âdeta 1980’lere masalsı bir yolculuk yapıyoruz.
103