Page 109 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 109

Şiir






               Ayişe Züleyha BAYRAM*



               Gün Yeniden







               Günler doğarken
               Odada hep aynı manzara
               Aynı duvar, aynı duvar,
               Aynı lamba, duvar, lamba...
               Bazı gündüzleri kapı
               İhtiyar beyaz kapı.

               İnsanı sabah bu cefakârlar selamlar ilk
               Anımsanamayan rüyaları,
               Darmadağınık saçları,
               Terk edilmişliğin en acı ifadesini taşıyan
               Geceden uyanamamış suratı.
                                                                 Oysa anlamalı
               Hatta gündüzlerden de uyanamamış
                                                                 Dokunmayı, hissetmeyi, görmeyi.
               Selamlarlar                                       Oysa anlamalı
               İhtiyar kapılar, sinsi duvarlar, ürkek lambalar...  Herkes bir karahindiba dalı burada
               İlk ışıklarla gün yüzüne çıkan cadde
                                                                 Ya tüm dallar bir olmalı
               Mızmızlanmaya başlıyor çabucak
                                                                 Ya her biri dağılıp kaybolmalı
               Işıklı arabalar, sesli kornalar, sessiz insanlar
                                                                 Oysa anlamalı ölüp dirilen ıhlamurlar, akıp giden
               Ihlamurlarla süslü uykusuz kaldırımlar
                                                                 zamanlar
                                                                 Anlamak için varlar.
               Ne çabuk geçiyor mevsimler
               Ihlamurlar ne zaman koktu, ne zaman soldu bilemeden
                                                                 Ve anlamazken, günler batar, ıhlamurlar susarken
               Uyanırken merdivenleri iniyor, sokağa çıkarken akşam oluyor
                                                                 Kaldırımların hala uykusu var.
               Ve tam uyuyacakken tekrar uyanıyoruz.
               Sonra duvar, lamba, kapı...                       Daha fazla tükenmiş bir surat var.
                                                                 Günler batarken
                                                                 Odada yine aynı manzara
               Tüm insanların ebe olduğu bir saklambaç oynuyoruz
                                                                 Aynı duvar, aynı duvar,
               Gün boyu ne arıyoruz her saat?
               Biz yalnızca                                      Aynı lamba, duvar, lamba…
               Bilekten zincirlendiğimiz kaldırımlarda           Bazı geceleri tavan,
               Koşturmaca oynuyoruz.                             İhtiyar, beyaz tavan.
               Evin yolunda her sabah, her akşam
               Kabuk bağlamış hislerimizle
               Demir kabuklarımız altında
               Her sabah ölüyoruz
               Her gece gömülüyoruz
               Küçülüyoruz, hissetmediğimizden
               Küçülüyoruz, dokunmadığımızdan
               Yeni yaralara yuva oluyoruz
               Eksikliklerle dolu kafalarımızı kaldırıp
               Görmediğimizden.

               *   Avcılar Süleyman Nazif Anadolu Lisesi 11. Sınıf Öğrencisi.





                                                                                                     107
   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114