Page 113 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 113

Deneme

               koyma işi, tamamen coğrafya dışı etkenlerle Batı   dönüşen  gurbetçilerin,  evde  yerli,  sokakta  ya-
               gölgesinde kurala ve kanuna bağlanmıştı. Bu ay-  bancı kalmaları ve Alman toplumunun yadırga-
               rışma, aynı dili konuşanların ve aynı gelenekten   yıcı bakışlarının gölgesinde çocukluktan itibaren
               beslenenlerin  ayrılmasına  sebep  olduğu  gibi   hissettikleri  baskı  ve  bu  yabancılıktan  kurtula-
               coğrafyası  ve  dili  bambaşka  beldelere  zorunlu   mayışları,  Türkiye’ye  geldiklerinde  Türkçeyi  ko-
               olarak  gönderilenlerin  sürgünzede/göçzede  sü-  nuşurkenki bozuk aksanları yüzünden “Almancı”
               lalelerine gebeydi.                          olarak bir kenara ayrılmaları sebebiyle hep ara-
                                                            da kaldılar. Bu süreç, ana dilinin ve ana yurdu-
               Osmanlı-Rus Savaşı’nda ve Balkan Savaşları’nda
                                                            nun  neye  karşılık  geldiğini  net  kavrayamayan,
               nesillerini cephede yitirip vatanından kovulanlar,
                                                            alışkanlıkları  ve  aidiyetleri  melezleşen  nesiller
               öncelikli olarak İstanbul ve Anadolu’ya yönelmiş,
                                                            meydana  getirdi.  Pedagojik  ya  da  psiko-sosyal
               başaramayanlar ise İslam coğrafyasında kendine
                                                            yaklaşımların  çözüm  arayıp  bulmakta  yetersiz
               yer bulma gayretine girişmişti. Birinci Dünya Sa-
                                                            kalması ve kesin dönüş yapanlara özel bir eğitim
               vaşı ile daha büyük bir yıkım ve parçalanma bekli-
                                                            programı uygulanmayışı gibi etkenler dolayısıy-
               yordu hepsini. Yitiriş, göçle ve etnik kimlik bulma-
                                                            la aramıza katılsalar bile tam tekmil ait hissede-
               cası arasında himaye arayan halklar, kendilerine
                                                            mediler. Hatta uzun süre burada yaşadığı hâlde
               öncülük edenin peşine düştü. Bütün bu savaşlarla
                                                            kendini  gurbette  hissedenler  çoğunluktaydı.
               sarsılan dengeler yüzünden Ortadoğu, Türk bel-
                                                            Evin yolunu bilmiyorlardı.
               deleri ve Balkanlar adına, beklenmedik bir devir
               teslim grafiği çizildi kaderde.              Almanya  gurbetçiliği  tecrübemize  rağmen,  bu-
                                                            gün  Ortadoğu  merkezli  işgal  ve  savaşlar  sebe-
               Aidiyetin  birçok  unsuru  var.  Coğrafya,  milliyet,
                                                            biyle aramıza katılan farklı etnik grupların ve “ya-
               medeniyet, kültür, gelenek, kimlik ve dil başlıca-
                                                            bancı”  olarak  tanımlanan  kitlelerin,  dil  ve  kültür
               ları.  Şüphesiz  bunların  arasında  en  somut,  bağ-
                                                            gurbetini anlamamız kolay olmuyor. Bir imdat için
               layıcılığı en yüksek ve birlikteliği en perçinleyen
                                                            sığınışın hararetiyle onların da bizim yadırgayış-
               unsur dil ve dolayısıyla ana dil.
                                                            larımızı anlamaları kolay değil. Küresel dünyanın
               Ondandır ki ana dilin değerini en çok işgale ma-  savaş  faturası  her  geçen  gün  ağırlaşırken  yerin-
               ruz  kalanlar,  savaş  yüzünden  göçe  zorlananlar   den ve yurdundan olanların ölüm kalım mücade-
               biliyor. Birkaç nesil bir arada ve süreklilik hâle-  lesinden sıyrılıp bir de kültür mücadelesine giriş-
               si  içinde  yaşayanlar  değil…  Çünkü  hayatımıza   mesi, sabiteleri olan toplumlar için yeni bir eğitim
               biçim  vermeyi,  süreklilikler  eklemeyi,  yenilikler   ve  problem  alanı  demek.  Düşünceleri  incelen,
               getirmeyi ve aidiyetlerimizi belirlemeyi iletişim-  empati  duygusunu  artırma  gayretine  girişenler
               le ve en önce lisanla sağlıyoruz. Bu da başkası-  bir tarafa, ön yargılı genellemelerle göçleri anla-
               na vâkıf değilsek ana dilimizle mümkün oluyor.   mak  kabil  değil.  Vaktiyle  büyük  bir  coğrafyanın
               İşgallerin, savaşların, dijitalleşmenin ve küresel-  parçaları olduğumuzu hatırlamak, iki tarafı da en
               leşmenin sarmalındaki dünyanın kültürel sınırları   azından geçici de olsa teskin edebilir. Ve onlarla
               görünmez oldukça, ana dilden vazgeçmek ya da   Türkçeyi paylaşmanın kapılarını açabilir.
               sığınılan dilin ağırlığıyla silinmesini izlemek, so-
               nuçları çabuk fark edilmeyen ağır bir dönüşüm   Belki de bu kadim-bilmezlik yüzünden dil bozu-
               tecrübesi. Bu dönüşüm kimlikleri, aidiyetleri ve   luşlarıyla yeterince başa çıkamıyor, teşhis edilen
               millet  düsturunu  da  belirlediğinden,  nesillerle   sorunlara  karşı  bir  dil  seferberliği  içinde  olamı-
               çeşitlenen dil erozyonlarının millî ve yerli bağla-  yoruz. İşgalden kaçıp/kopup gelen ve bugün ev
               rı azaltmada en etkin aşındırıcı olduğunu kabul   sahibi olarak yüz yüze kaldığımız mülteciliğin aslî
               etmek gerek.                                 muhatabı olanlarla daha fazla iletişim kurmamız,
                                                            bir nebze olsun kadir bilmeye, arkamızda bıraktı-
               “Eskici”deki Hasan’ın yalnızlık duygusunun, basit   ğımız dil ve kültür zenginliği ile bağ kurmaya sevk
               bir  alışma  süreci  olarak  karşılamak,  ilk  gençlik,   edebilir bizi… Belki de yabancılıkların gündeme
               gençlik  ve  olgunluk  evrelerinde  onu  neye  dö-  gelişi,  asliyete  yabancılıkları  giderme  fikri  için
               nüştüreceğini anlamamıza yardımcı olmuyor. Kan   yeni bir ufuk belirleyebilir…
               bağı olan insanların bile onun tabiatına yabancı
               durduğunu hissediyor Hasan. Çünkü sese dönü-  Memleket, aile ve ana dil sıladır. Her sıla kavuşu-
               şen bir anlaşma sağlayamıyor ve bağ kuramıyor.   mu ya da onu hatırlatanların temaşası eve dönüş
               Yabancı kalıyor.                             gibidir. Evde hissediyorsak evin kıymetini bilmek
                                                            gerekir.  Yolunu  unutanlara  ya  da  kaybedenlere
               Hasan’ın kimlik sorunu, farklı şartlar söz konusu   yardım etmek ise en iyi kıymet bilme halidir.
               olsa  da  Almanya  gurbetçilerimizin  kimlik  bu-
               nalımını  hatırlatıyor.  Zamanla  çekirdek  aileye   5 Mayıs 2022


                                                                                                     111
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118