Page 107 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 107

Öykü











               Nihayetsiz



               Nihal







               Fatma Gülşen KOÇAK*




                   ihal, çocukluk arkadaşım, o saf ve masum yıl-  Nihal  bu!  Doğuştan  okunmuş  kız..  İnatçı  değil
               Nlarımın her karesinde var. Zeki, pratik zekâlı,   inançlı. Kavgacı değil kararlı. İçinde zerre kötülük
               hazır cevap, yerinde duramayan bir kız... Annesi   olmayan yirmi birinci yüzyıl evliyası. Mahalleli ço-
               “Bu kız sağ yerde ölmez” der. Mahallede onu ta-  cukların şeker ablası, benim can dostum.
               nımayan yoktur. Yaşlıların bakkalına gider annesi
               ilkokul mezunu çocukların matematik ödevlerini   Beni projeleriyle yoran bıktıran kız olma unvanı-
               yapar, hasta ve kimsesizlere çorba yapar elleriyle   nı kimselere kaptırmıyor. İşten erken çıktığım bir
               içirir. Tek başına yardımlaşma ve dayanışma der-  günün akşamında heyecanla yeni projesini anlat-
               neği gibidir. Tatlı dilli güler yüzlü oluşu sebebiyle   maya başladı. Beni ikna ederse sanki gerisi kolay
               dostu çok, düşmanı hiç yoktur. Ben ne kadar içe   gibi bir düşüncesi var. Ben zaten “hayır” diyeme-
               kapanıksam o, o kadar dışa açıktır. Farklı mizaçla-  yen kul olarak hemen “tamam inşallah” dedim.
               ra sahip olmamıza rağmen birbirimizden hiç kop-
                                                            Aslında  proje  demesek  daha  iyi  olur,  her  şeye
               madık. Arkadaşlıktan, dostluktan kardeşliğe uza-
                                                            proje demekten içimiz dışımız proje doldu. Proje
               nan bir hukukumuz var. Nihal bir gün görülmese
                                                            demeyelim ne diyelim? “Fikir” diyelim. Evet fikir.
               özlenendir. Yokluğu hissedilen ve varlığı cennet
                                                            İyilik meleği Nihal’in fikri şöyle: Kar yağarken kim
               görülen bir güzeldir. Sadece huyu değil yüzü de
                                                            mahzun  olur?  Yoksullar.  Başka?  Evsizler.  Başka?
               çok güzeldir. Eski saraylardaki sultanlara has bir
                                                            Kimsesizler.  Başka?  Hastalar.  Başka?  Engelliler.
               edası vardır. Lise yıllarından itibaren isteyeni ek-
                                                            Hangi  engelliler?  Kardan  adam  yapmak  isteyip
               sik olmaz evlerini aşındıran doktor ve mühendis
                                                            de  kardan  adam  yapamayan  engelli  çocuklar.
               anneleri  onu  gelinleri  yapmak  için  ter  dökerler.
                                                            Hah  işte  bu.    Karın  yağdığını  görünce  mahzun
               Böylesine güzel bir kızı kimse kaçırmak istemez
                                                            bir  şekilde  pencere  önlerinde  kardan  adam  ya-
               tabi. Ama güzelin gönlünü fethedecek bir er he-
                                                            pan  arkadaşlarına  bakarak  iç  geçiren  çocuklara
               nüz meydanda görünmez.
                                                            küçük kardan adamlar yapıp onları sevindirece-
               Her  konuda  ahkâm  kesmeyi  seven  Nihal’in  en   ğiz.  Fikir  mükemmel.  Akşam  yemeğini  yedikten
               hızlı geçtiği konu evliliktir. Hızla açılan konu ışık   sonra Sütlüce’nin sokaklarına dalıp oyuncak be-
               hızıyla kapanır. Evlilik karşıtı değildir ama erken   bek  gibi  küçük  kardan  adamlar  yaparak  engelli
               evlilik,  erken  pişmanlık  doğurur  sözüne  inanır.   çocuklara  hediye  etmeye  başladık.  İlk  zili  çalıp
               Annesi Eyüp Sultan’a götürüp şifalı sudan içirse   girdiğimiz evde resmen bayram havası yaşandı.
               de evinde kırk bir Yasin okutsa da Nihal’i bu gö-  Engelli Ömer sevinçten ağlamamak için kendisini
               rüşünden  vazgeçiremez.  Nihal’in  bu  yönünü  ta-  zor tuttu. Nihal sonraki kapıları çaldığında o şa-
               kıntı yapan babaannesi de tanıdık bütün hocalara   kacı yanıyla “kim o?” diye soranlara “Getir” diye
               okutmuş,  semtteki  bütün  hacılara  üfletmiş  olsa   cevap verdi. Getir’den size kardan adam getirdik
               da  bir  türlü  istedikleri  sonuca  ulaşamamışlardır.   diyerek  komşu  kadınların  kahkaha  atmasına  ve-
               *  Yazar.


                                                                                                     105
   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112