Page 115 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 115
En umutsuz bekârlara öğrettim Öbürleri suçsuzdu Çiçeğe yeni durmuşlardı
Kundaktaki çocuklara öğrettim Suçlu bendim
Öğrettim fundalara keçilere keçiyollarına” Geç kalmıştım.
Hızır’ın hayattan uzaklaşmış din anlayışı karşısında ra- Bu suçluluk veya kendini sorumlu hissetme teması, Hı-
hatsız olduğu ve bu rahatsızlığın sebebi olarak “ulu ho- zır’ın aslında kendi özelliklerinin ya da kendisine verilmiş
caları” gördüğünü söylemiştik. Şair, bilgi sahasındaki bu olağanüstü güçleri kullanamamaktan gelen bir üzüntü
‘donmuşluğu’ daha tatbiki olana yani dinin mabedine gibidir. Çünkü Hızır “kul sıkışmadıkça Hızır yetişmez”
taşır. İnananlar alışkanlık haline getirmiş oldukları iba- atasözünde olduğu gibi aslında hep çaresizlik yaşayanla-
detlerin farkına varamamaktadırlar. rın imdadına yetişmektedir. Şair bunu şöyle dile getirir:
“İyi bir kentte “Çok köle pazarında bulundum
Camide namaz kılan Az kurtarış yapmadım insan satımında
Kaç olta kırdım balık avında
Omuzları birbirine dayalı
Kaç ip kestim idam sofrasında
İki müslümanın arasından geçtim fark etmediler
Kurban töreninde
Hutbede imamın sözlerinin arasına tek bir kelime Kaç çocuğu kaçırdım”
Karıştırdım tek bir kelime
Yazımızın başında ab-ı hayat ve Hızır’ın ölümsüzlüğüne
Birkaç kişi irkildi
dair divan şiiri geleneğine değinmiştik. Sezai Karakoç,
Gerisi susadı susadı” bu motifi ya da mazmunu şiir kitabının bütü-
nünde olduğu, tamamen aynı manalarda
Sezai Karakoç’un Hızır’a yüklediği ma-
nalardan birisi de sorumluluk bilin- kullanır. Bu kullanımda asıl olan Sezai
cidir. Bu, Karakoç’un başka şiirle- Karakoç’un şiirinin ve tefekkürü-
rinde de beliren temalardan bi- nün en önemli vurgusu ve teme-
risidir. Yapılan ve olan her şey- lini oluşturan “diriliş” düşün-
den kendini sorumlu tutmak, cesinin Hızır’ın mucizeleriyle
bütün olumsuzlukların nede- ilişkilendirilmesidir. İlişki Se-
ni olarak kendini görmek gibi zai Karakoç’un “Taha’nın Di-
bir sorumluluk bilincidir ki, rilişi” şiirindeki vurguyu adeta
buna Ahmet İnam, “toplumsal tamamlamaktadır.
mistisizm” adını vermektedir. “Öldükten sonra insan nasıl dirile-
cekse
Bunu yani kendini sorumlu tutma-
yı en iyi yansıtan şiirlerden birisi ‘çatı’ Ölmeden ben öyle dirildim”
şiiridir.
Bu diriliş Hızır’a Cebrail’in armağanıdır.
“Kaç aç varsa hepsi ben Bu dirilişte armağan edilen ab-ı hayat (bengisu)
Kaç hasta varsa hepsi ben terkibi çok enteresandır. Bu su, İslam coğrafyasının ır-
Kaç liman önlerinde dönen maklarının sularından alınmış bir karışımdır. Bu coğra-
İşsiz hamal hepsi ben” (İnam: 1991) fik vurgu âdeta, “Gül Muştusu” kitabındaki “Dicle-Fı-
rat” imgesine sınır aşan bir kardeş arayışıdır.
Alıntıladığım dizelerde her şeyin sorumlusu olarak ken-
disini gören şairimiz, “Hızır’la Kırk Saat te bu yüküm- “... Cebrail bana ne armağan etti
lülüğü Hızır’a yükler ya da Hızır’ın ağzından dile getir- Bilir misiniz ne armağan etti
meyi seçer. Dünya ırmaklarının kaynak yerlerinden bir koleksiyon
Dicle’nin uçak yakıtı maviliğini
Anne suçsuzdu ve öldü Fırat’ın benzin yeşilini Nil’in kül rengi bulut sitilini
Baba suçsuzdu eski incirler gibi hışırdıyordu Bengisu bir kokteyl mi
Küçük çocuk suçsuzdu Bal rengi bir akıl sarasına bağışlandı Kokteyl belki ama ne kokteyli ... “
2022/2 113