Page 64 - ÇİLEK ÇALIŞTAYI KİTAP
P. 64
solüsyonu pH’sı, besin iyonlarının alınımında ve tuzların çözünürlüğünde etkili olup,
tercihen 5.5-6.5 arasında pH kullanılmaktadır. Besin solüsyonu EC’si ise vegetasyon
dönemlerine göre değişmekle birlikte, günümüz çilek çeşitlerinde 1.4-1.9 mS/cm EC içerikli
besin solüsyonları tercih edilmektedir. Bu konuda yapılan bazı çalışmalarda, topraksız çilek
yetiştiriciliğinde EC’nin maksimum 1.8’e çıkarılması gerektiğini, EC artışı ile beraber
fizyolojik bozuklukların (uç yanıklığı) arttığı ve verim-kalitenin azaldığı bildirilmiştir
(Adak, 2010). Ayrıca yapılan kültürel işlemlerde EC üzerine etki etmektedir. Nitekim malç
veya torba kullanımı evaporasyonla su kaybını azalttığından, yetiştirme ortamında EC
değişikliklerine karşı etkili kültürel bir işlem olduğu belirtilmiştir (Othman ve ark. 2019).
Besin çözeltisi EC kontrolünden başka, yetiştirme ortamı EC’si ve gece/gündüz arasındaki
EC farkı da yetiştiricilikte dikkat edilmesi gereken faktörler arasındadır. Besin solüsyonu
sıcaklığı, su ve besin maddelerinin alınımını, kök gelişimini ve solüsyonun oksijen içeriğini
etkilemektedir. Nitekim solüsyon sıcaklığı arttıkça oksijen içeriği azalmakta ve anaerobik
ortamlarda hastalık aktivitesi artış gösterirken, kök aktivitesi de engellenmektedir.
Besin solüsyonu hazırlığı, uygulanması ve yönetimi konusu ise çileklerin topraksız
yetiştiriciliğinde verim, kalite, erkencilik üzerine etkili diğer önemli konudur. Besin solüsyonları
açık ve kapalı sistem olmak üzere iki farklı sistemde yönetilmektedir. Açık sistem, drenajı dışarı
verilen sistem olup, besin çözeltisi uygulaması tek yönlüdür. Bitki köklerinden drene edilen çözelti
sistemden uzaklaştırılmakta ve tekrar kullanılmamaktadır. Kapalı sistem ise drenajı resirküle
edilen sistem olup, drene olan çözelti toplanarak tekrar bitkilere uygulanmaktadır. Kapalı
sistemlerde açık sistemlere göre %25 su, %50 gübre tasarrufu sağlanmakta olup, çevre kirliliği
+
gerçekleşmemektedir. Buna karşın, kapalı sistemlerde hastalık yayılımı riski yüksek olup, K ve
+2
-
+2
NO3 alımının kolaylaştığı, Ca ve Mg birikiminin gerçekleştiği görülmektedir. Bu sistemlerde
sıklıkla analize ihtiyaç duyulmaktadır.
Topraksız yetiştiricilikte kullanılan besin solüsyonu, çeşit, çevresel faktörler ve vegetasyon
dönemine göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca besin solüsyonunun da doğru hesaplanması ve
uygulanması başarıyı etkilemektedir. Aksi takdirde yapılan hatalar, besin elementlerinin
alınımında antagonistik veya sinerjistlik etkilere neden olmaktadır. Nitekim çilekte yapılan
+
çalışmalarda, NH4 ’un dikkatli verilmesi gerektiği bildirilmektedir (Othman ve ark. 2019). Ayrıca
+2
+
+
+
+2
yüksek oranda verilen K , Mg veya K +Mg iyonları, yüksek NH4 , yüksek EC, kalsiyum
alınımın azalmasına ve dolayısıyla uç yanıklığı gibi fizyolojik bozukluklara neden olmaktadır.
Çilekte gerçekleşen uç yanıklığı semptonlarını tedavi etmek ise uzun kültürel işlemlere dayanmakta
ve uzun süren bu iyileştirmeler verimde %30’lara varan düşüşlere neden olmaktadır (Adak, 2009).
Verimin yanısıra meyvelerin ticari değeri de önemli oranlarda düşmektedir. Aksine yapılan yüksek
Ca uygulamaları da verimi baskı altına almakta, verim bir yandan gecikirken, bir yandan da
miktarca düşüş göstermektedir (Paydaş Kargı ve ark. 2020).