Page 101 - 1376
P. 101
Çocuk çizimleri üzerine yapılan birçok çalışmada çocukların kendi hayatları,
ruhsal durumları, aileleri, çevreleri ve okul ilişkilerinin niteliği hakkında farklı
bilgilere ulaşılmıştır. Çocukların çizimlerinde her zaman düşündüklerine en yakın
çizimleri aktardıkları görülmektedir. Sayıl (2004)’ın yaptığı araştırmada özellikle
çocukların kendilerini açmakta zorlandıkları ve çizimin çok yararlı bir biçimde
kullanılabileceğini göstermiştir.
Tüm bu araştırmaların ortak sonuçlarından yola çıkarak ruhsal özellikleri
bakımından farklı çocukların resim çalışmalarının bireysel olduğu söylenebilir.
Çocukların resimleri kendi dünyalarını ve ruhsal durumlarını yansıtır. Genel olarak
şunu söyleyebiliriz ki, resimler çocukların duygu ve düşüncelerini anlamada bize
ipuçları sunarak onların ruhsal dünyalarını anlamamızda yararlı bir kaynak
olabilmektedir.
Araştırmamızın temel hipotezlerinin sınandığı son adımda 9-12 yaş arası çocukların
çizimlerinde rastlanan ve kaygı belirtisi kabul edilerek puanlanan öğelerle, Durumluk
Sürekli Kaygı Ölçeğinden elde edilen puanlar arasında anlamlı pozitif bir korelatif
ilişki bulunmaktadır. Diğer bir deyişle Çocuklar için Durumluk Sürekli Kaygı
ölçeğinden elde edilen puanlarla çocuk resimlerinden kaygıya dair ipuçlarına verilen
puanlar paralellik göstermektedir.
Çocukların çizdikleri resimlerde kaygı düzeyi daha yüksek olan çocukların
resimlerindeki belirtiler uzmanların görüşlerine göre kırmızı rengin daha fazla
kullanımı, resimlerde çok fazla ayrıntı verilmesi, çok fazla silgi kullanımı, bastırarak
çizim ve figürlerdeki büyük kulak çizimleri gibi ipuçlarıyla tanımlanabilir
(Yavuzer,2016; Halmatov, 2016; Akkapulu, 2010).
Literatürde çocuk resimleriyle ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında Özlü
(2015) ‘’Çocukların Hastaneye Yatmaya Bağlı Gelişen Kaygı Düzeyinin Resim
Çizme Yöntemiyle İncelenmesi’’ çalışmasında 6-12 yaş grubu toplam 140 çocukla
çalışarak çocukların resim çalışmalarının duygu durumlarını değerlendirebilmek için
sezgisel ipuçları verdiğini belirtilmiştir. Bu araştırmanın bulgularına bakıldığında
cerrahi hastası olan çocukların kaygılarını kaygı envanterinden daha çok resimlerinde
belirttikleri görülmüştür. Bu bulgular bizim çalışmamızdaki bulgularla kısmen
uyumlu olarak kabul edilebilir.
Yolcu, 2004 yılında yaptığı araştırmada çocuk için çizimlerinin zaman zaman
sözlü iletişimin yerine geçtiğinin ve özellikle çocukların duygularının, düşüncelerinin
88