Page 102 - 1376
P. 102

ve  hayata  bakış  açılarının  anlaşılabilmesi  için  resmin  bir  iletişim  aracı  olarak
                        kullanılabileceğini göstermiştir.

                               Abdi ve  arkadaşlarının  (2004)  yaptığı  araştırmada  kaygısı  yüksek  olan

                        çocukların çizimlerinde  kırmızı  rengi  daha fazla  kullandığı  ve  çizimlerinde  kalemi
                        çok fazla bastırarak kullandığı belirtilmiştir. Araştırmada çizimlerdeki renk seçimleri

                        de  incelenmiş,  kaygısı  yüksek  olan çocukların sıcak  renkleri  daha  fazla  kullandığı
                        belirlenmiştir.  Bu  araştırmanın  bulguları  bizim  çalışmamızla  uyumlu  olarak  kabul

                        edilebilir (Abdi S, 2004).

                               Literatürde bizim çalışmamızla benzer sonuçlar elde eden çalışmaların  yanı
                        sıra, araştırmamızla çelişen sonuçlara da yer verilmektedir. Örneğin Çakır’ın (2017),

                        “Dehb Tanısı Almış Çocukların Aile Çizimlerinin Algılanan Ebeveyn tutumları ve

                        Anksiyete  Düzeyleri  İle  İlişkisi”  başlıklı  çalışmasında  DEHB  tanısı  almış  36
                        çocuğun  Durumluk  Sürekli  Kaygı  Ölçeğinden  aldıkları  puanlar  ile  aile  resimlerini

                        değerlendiren KFD Testinin Resim Niceliği Alt Ölçeği puanları arasında anlamlı bir
                        ilişki  olduğu  tespit  edilmiştir.  Araştırmanın  örneklemini  İstanbul’da  yaşayan  7-13

                        yaşları arasındaki 36 çocuk ve onların aileleri oluşturmuştur. Çalışmanın sonucunda
                        DEHB  tanılı  çocukların  Durumluk  Sürekli  Kaygı  Ölçeğinden  aldıkları  puanlar  ile

                        aile resmi çizimlerini değerlendiren KFD Testi alt ölçekleri puanları arasında anlamlı

                        bir  ilişki  tespit  edilememiştir.  Çakır’ın  çalışmasının  Dikkat  Eksikliği  Hiperaktivite
                        tanısına sahip çocuklar ile sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırılmış Durumluk Kaygı

                        Ölçeği  puanlarının  ortalaması  gruplar  arasında  anlamlı  bir  farklılık  göstermiştir.
                        DEHB tanılı  grupta  sürekli  kaygı  düzeylerinin anlamlı  olarak  daha  yüksek  olduğu

                        bulgulanmıştır.  Bu  çalışmanın  normal  dışı  gelişim  gösteren  çocuklarla  yapılan  bir
                        uygulama  olması  ve  bu  çocukların  dikkat  problemlerinin  de  görüldüğünün

                        bilinmesiyle  ayrıca  araştırmanın  örneklemini  toplamda  36  çocukla  sınırlı  kalması

                        çalışmanın   bulgularının   bizim    çalışmamızın    bulgularıyla   örtüşemediğini
                        göstermektedir.

                               Araştırmamızın yan amaçlarında demografik özelliklerin Kovacs Depresyon

                        Ölçeği, Coopersmith Özsaygı Envanteri ve Çocuklar için Durumluk Sürekli Kaygı
                        Ölçeğinden alınan puanlarla anlamlı bir ilişkisi olduğunu göstermektir.

                               Araştırmamızdan elde edilen bulgulara göre 9-12 yaş aralığında kız ve erkek

                        öğrencilerin  depresyon  puan  ortalamalarında  anlamlı  düzeyde  farklılık  yoktur.
                        Cinsiyetin depresyon puan ortalamalarına etkisi olup olmadığıyla ilgili literatürdeki






                                                                89
   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107