Page 103 - 1376
P. 103
çalışmalara bakıldığında depresyonun hangi cinsiyette daha fazla görüldüğüyle ilgili
araştırma bulguları tutarsızdır. (Marcotte, 1996; Aydın, 1988) Ergenlerle yapılan
araştırmalarda genellikle cinsiyetin depresyona etkisinde anlamlı düzeyde farklılıklar
görülmüştür (Gür, 1996).
Literatürdeki çalışmalara bakıldığında (Reynolds, 1983;Kandel ve Davis 1986,
Kashani ve ark. 1987; Lewinsohn ve ark.1994; Akt: Gür, 1996) depresif belirtilerin
kızlarda erkeklerden daha sık görüldüğü görülmektedir. Bu bulgular çalışmamızın
bulgularını desteklememektedir. Bu çalışmalarda Beck Depresyon Ölçeğinden alınan
puanlarda kızların erkeklerden daha yüksek puan aldıkları saptanmıştır. Ayrıca
Gjerde ve Black (1988, Lewinsohn ve diğerleri (1993)'nin ve Marcotte ‘nin (1996)
yaptıkları araştırmalarda erkek ergenler kız ergenlere göre daha az depresif olduğu
bulunmuştur (Gür,1996). “Ergenlerde Depresyon ve Benlik Saygısı Arasındaki
İlişki” isimli çalışmasında ergenlerde cinsiyetler arası depresyon düzeyi açısından
fark bulunmuştur. Cinsiyet değişkeninin düzeyleri arasında yapılan t-testi sonucuna
göre, kızların erkeklere göre anlamlı düzeyde yüksek depresyon puanlarına sahip
oldukları gözlemlenmiştir.
Bizim araştırmamızı destekleyen literatürdeki çalışmalara bakıldığında Aydın
(1988)'in yaptığı araştırma ve Yılmaz’ın (2008)çalışması araştırmamızı destekler
niteliktedir. Aydın (1988)'ın, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde 439 kız ve 359
erkek öğrenci üzerinde "Üniversite Öğrencilerinde Depresyon, Açıklama Biçimi ve
Akademik Başarı" konulu çalışmasında öğrencilerin depresyon belirtilerinde
cinsiyete bağlı bir değişiklik göstermediği bulunmuştur(Aydın, 1988). Aynı zamanda
Yılmaz’ın “İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Depresyon ve Sosyal Beceri
Düzeylerinin Benlik Saygısı ve Bazı Değişkenler Açısından Karşılaştırılması” isimli
çalışmasında depresif belirtilerinde cinsiyete bağlı bir değişiklik göstermediği
görülmüştür (Yılmaz, 2008).
Araştırmamızın betimsel hipotezlerinin değerlendirildiği diğer bir demografik
değişken kardeş sayısıdır. Araştırmamızın bulguları Reinherz ve diğerleri (1993 ), ve
Gür (1996)'ün yaptığı araştırmanın bulgusunu desteklememektedir. Gür'ün yaptığı
araştırmada kardeş sayısının depresyon düzeyini etkilediği bulunmuştur.
Araştırmada, hiç kardeşi olmayan çocuğun ebeveynler tarafından daha çok
korunması, daha fazla ilgi gösterilmesi, isteklerinin daha fazla yerine getirilmesiyle
depresyon yaşamayacağı bulunmuştur. Buna karşılık çocukların kardeş sayısı arttıkça
90