Page 61 - Neşide Dergisi 5.Sayı E-Book
P. 61
likteliğinde oluşan yeni medya biçimi ortaya lı bir formal şeklin birtakım esaslar ve usülleri
çıkmıştır. 3 oluşmuştur. Bu formal şekillerin esaslarını İlk
Çağ filozofların ifadelerinde görmek müm-
Günümüzde elektronik araçların sözel
kündür. Aristoteles’e göre akla sahip olması
alanın gelişimini etkilediği çok tartışılan bir
nedeniyle insan bilen ve düşünen bir varlıktır.
konudur. Sözel alana girme çocuğun okurya-
İnsanlar akıl sayesinde diğer varlıklardan ay-
zar olmadan geçirdiği iki veya üç yaşından
rılırlar ve bütün âlemle etkileşim kurarlar. İn-
itibaren öğrenilmektedir. Okul çağına kadar
san akıl sahibidir, fakat bazı insanlar bundan
yani okuryazar olmadan önce geçirdiği birkaç
uzaktırlar (kadınlar, tüccarlar, zanaatkârlar ve
yıl, onun dünya deneyimi ile iç dünyasını bir
köleler). Bu nedenle sadece akıl sahibi insan-
araya getirerek kişiliğinin oluşması için geçen
lar yani vatandaşlar eğitilmelidir. Vatandaşın
zaman dilimidir.
erdeme sahip ve iyi bir yurttaş olması eğitim-
Çocuklar salgın döneminde eve kapanmış- den geçmektedir. Aynı zamanda eğitim insa-
lar uzaktan eğitim almaya başlamışlardır. Bu nı mutluluğa da götürmektedir. Eğitim hem
5
arada bilgisayar oyunları da oynamaya baş- insan hem de toplum için gereklidir. Vatan-
lamışlardır Sanal oyunları en çok ergenlik dö- daşlar arasında farklılığı kaldırmak ve böylece
nemindeki çocuklar oynamaktadır. Bu dönem toplumda birliği sağlamak için eğitim gerek-
6
gelişimin en fazla yaşandığı ve yetişkinliğe lidir. Aristoteles çocukların eğitiminin anne
giden süreçte değişimin en çok hissedildiği babaya bırakılmasını ve devletin bu aşamada
dönemdir. Günümüzde çocuklar oyun ihtiyaç- etkin olmasını savunmaktadır.
larını gerçek mekânlardan sanal mekânlara Aristoteles çocuklar için şu yaş dönemle-
taşıdıklarından bu gelişim safhaları etkin ola- rini ön görmüştür: 0-5 yaş, 5-7 yaş, 7-14 yaş,
rak yaşanamamaktadır. Sanal oyunlar gerçek 14-21 yaş ve 21 yaş sonrası. 0-5 yaş aralığında
yaşamdaki çocukluk olsun, yetişkinlik olsun oyun vasıtasıyla eğitim yapılmalıdır. 5-7 yaş
her dönemi bilgisayar ortamına taşımaktadır. arasında ise gözlem yoluyla öğretim yapılma-
Bu nedenle çocuğun sanal oyunlarda bir kişi- lıdır. 7-14 yaş arasında ise uygun değerler ve
yi öldürmesi, bir şehri yok etmesi çok normal moral alışkanlıklarının geliştirilmesi yönünde
bir davranış olarak nitelendirilmektedir. Sanal eğitim verilmelidir. Bir takım hareketler ve
oyunlar ile insanlar, bu teknoloji ortamları ile alıştırmalar ile okuma yazma ve hesap yapma
farklı bir iletişim kurmaktadırlar. Fakat bu ile- öğretilmelidir. 14-21 yaşları arasında gençlere
tişim sınırlı olmakta, gerçekte oyundaki ey- aritmetik, geometri, astronomi, müzik, dil bi-
lemlerin çoğu makineler aracılığıyla gerçek- lim, edebiyat, şiir, retorik, etik ve politika gibi
leşmektedir. Yani etkileşimli bir iletişim söz dilsel gelişimini sağlayacak eğitim verilmeli-
konusu değildir. Oysa geleneksel oyunlarda dir. Yirmi bir yaşından sonra metafizik, man-
4
tam bir etkileşim ortamı bulunmaktadır. tık, psikoloji, biyoloji, kozmoloji ve fizik gibi
7
karmaşık zihinsel disiplinler öğretilmelidir.
Aristoteles eğitimin zihnin eğitiminin yanında
ÇOCUKTA EĞİTİM VE ÖĞRETİM
bedensel eğitim de yapılmasını öngörmekte-
8
Eğitimi binlerce yıldır yüz yüze yapılması dir. Ayrıca eğitim kavramının politik işlevinin
düzenli ve formal bir eğitim biçiminde mey- olduğunu söylemektedir. Aristoteles’e göre
dana gelmiştir. Yüz yüze ve uygulamaya daya- eğitim bireyi site yurttaş olarak yetiştirme PANDEMİ VE UZAKTAN EĞİTİM
3 Çelik, a.g.m.
4 Çelik, H. “Çocuğun Oyun Oynama Hakkı: Çocuğun Yetiştirilmesi Sürecinde Oyun ve Oyunlarının Önemi”, Yetişkin Bildirileri Kitabı-2,
s. 463-757, Çocuk Vakfı. 1. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi, 25-27 Şubat 2011. İstanbul, s.: 472.
5 Yılmaz, Zafer (2004) Aristoteles’in Eğitim Anlayışı” Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi Yıl 2004, Sayı10.
URL: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/31407, Er. Tar.: 14.02.2021, s.: 152.
6 Yılmaz, a.g.m., s.: 153.
7 Yılmaz, a.g.m., s.: 154-155.
8 Yılmaz, a.g.m., s.: 156.
59