Page 116 - Efsane
P. 116
Biraz önce bir insanı öldürdün. Thomas’a bakamıyordum. Ona emirleri nasıl bu kadar tereddütsüzce yerine
getirdiğini sormaya gücüm yetmedi. Gözlerim kadının kaldırımda yattığı yere döndü. Sıhhiyeciler çoktan üç
yaralı askerin etrafinı çevirmişti; onların dikkatlice hastane aracına bindirilip merkeze götürüleceklerini
biliyordum. Ama kadının cansız bedeni yerde öylece yatıyor, kimse onunla ilgilenmiyordu, terk edilmişti.
Sokaktaki diğer evlerden çıkan birkaç kafa bize bakıyordu. Bazıları cesedi görüp çabucak evine girdi,
bazılarıysa bana ve Thomas’a ürkekçe bakıyordu, içimden küçük bir ses bu görüntü karşısında mutlu
olmamı, ağabeyimin ölümünün intikamını aldığım için neşeli olmamı söyledi. Bekledim ancak nafile.
Yumruklarımı sıkıp açtım. Kadının altında yayılmaya başlayan kan gölü midemi bulandırmaya başladı.
Unutma, dedim kendi kendime, Metias'ı öldürdü. Day,Metias’ı öldürdü, Day, Metias’ı öldürdü.
Bu sözler zihnimde tereddütle yankılandı.
“Evet,” dedim Thomas’a. Sesim sanki bir başkasına aitmiş gibi çıkıyordu. “Sanırım gerçekten başardım.”