Page 133 - Efsane
P. 133

Beni ibret olsun diye cezalandıracaklardı.

               "... ve her türlü şüpheli durumu en yakınınızdaki sokak polisine ya da polis

               merkezine bildirmenizi tavsiye ediyoruz. Hükmü resmen verilmiştir.”


               Yargıç doğrulup kürsüden uzaklaştı. Kalabalık askerleri itmeye devam ediyordu.
               Bağırıyor, tezahürat ediyor, yuhalıyorlardı. Tekrar ayağa kaldırıldığımı hissettim.
               Beni Batalla Binası'na sokmadan önce, Kıza son bir bakış attım. İfadesi boştu...
               ama onun arkasında bir şey titreşti. Benim gerçek kimliğimi öğrenmeden önceki
               duygunun aynısı. Bir an için görünüp kayboldu. Yaptığın şeyden dolayı senden
               nefret etmem gerekiyor, diye düşündüm. Ama gözleri buna izin vermeyen bir
               şekilde üzerimde gezindi.






               Karar duyurulduktan sonra, Komutan Jameson askerlerin beni hücreme geri

               götürmelerine izin vermedi. Devasa dişliler ve zincirlerle asılı duran bir asansöre
               binip bir kat yukarı çıktık, sonra bir kat daha ve bir kat daha. Asansör bizi on iki
               katlı Batalla Binası’nın çatı katına çıkarttı, etraftaki binaların gölgeleri burada
               bizi güneşten korumuyordu.


               Komutan Jameson askerlere çatının ortasında duran düz, içine Cumhuriyet'in
               simgesi işlenmiş ve kenarlarında ağır zincirler bulunan daire şeklinde bir zemine
               doğru yol gösterdi. Kız en arkadan geliyordu. Bakışlarını hâlâ üzerimde

               hissedebiliyordum. Dairenin merkezine ulaştığımızda, askerler kelepçeli ellerimi
               ve ayaklarımı zincirlemek için beni ayakta durmaya zorladı.
               Komutan Jameson, 'Onu iki gün burada tutun," dedi. Güneş daha şimdiden
               görüşümü bulanıklaştırmış, dünyayı parıldayan elmaslar deniziyle kaplamıştı.
               Askerler beni bıraktı. Ellerimin ve sağlam dizimin üzerine düştüm, düşerken
               zincirler zangırdadı. "Ajan Iparis, bunu sana bırakıyorum. Arada bir kontrole
               gelip idam gününden önce ölmediğinden emin ol.”

               Kız'ın sesini duydum. "Evet, efendim.”
               "Günde bir bardak su içebilir. Bir öğün yiyecek.” Komutan gülümsedi ve
               eldivenlerini sıkılaştırdı. Eğer dilersen bunları ona verirken yaratıcı olabilirsin.
               Eminim onu yalvartabilirsin."
               "Evet, efendim.”
               "İyi.” Komutan Jameson son bir kez daha konuştu. "Sonunda uslanmış gibi

               görünüyorsun. Geç olsun da güç olmasın.” Sonra da Kız'la birlikte asansöre
   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138