Page 134 - Efsane
P. 134
yürüyüp gözden kayboldu, kalan askerler başımda nöbet tutuyordu.
Akşamüzeri sakindi.
Bilincim gidip geliyordu. Yaralı bacağım kalp atışlarıma göre sızlıyordu, bazen
hızlı, bazen de yavaştı; bazen o kadar çok acıyordu ki bayılacağımı
düşünüyordum. Ağzımı her hareket ettirdiğimde sanki çatlıyordu. Eden’ın
nerede olabileceğini düşünmeye çalıştım; Merkez Hastanesi Laboratuvarı ya da
Batalla Binası’nın medikal bölümü, hatta cepheye gitmekte olan bir trende bile
olabilirdi. Onu hayatta tutacaklardı, bundan emindim. Cumhuriyet, o vebadan
ölene kadar ona dokunmayacaktı.
Ama John. Ona ne yaptıklarını tahmin edemiyordum. Benden daha fazla bilgi
almak istemeleri halinde onu canlı tutabilirlerdi. Belki ikimiz de aynı anda idam
edilecektik. Ya da o çoktan öldürülmüştü. Göğsüme yeni bir acı saplandı.
Aklıma Deneme sınavına girdiğim gün geldi. John beni almaya geldiğinde,
başarısız olmuş diğer çocuklarla birlikte trene bindirilip götürüldüğümü
görmüştü. Laboratuvardan kaçıp ailemi uzaktan koruma alışkanlığını
edindiğimde, arada sırada John'u yemek masasında oturmuş, kafası elleri
arasında ağlarken görüyordum. Hiçbir zaman sesli dile getirmiş olmasa da bana
olanlar için kendini suçladığını görebiliyordum. Beni daha iyi koruması
gerektiğini, ders çalışmama daha çok yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.
Bir şey yapmış olsaydı keşke, herhangi bir şey.
Eğer kaçabilirsem, onları kurtarmak için hâlâ zamanım vardı. Hâlâ kollarımı
kullanabiliyordum. Bir bacağım sağlamdı. Hâlâ yapabilirdim, nerede olduklarını
bir bilseydim...
Dünya etrafımda dönüp duruyordu. Kafam pat diye betona düştü, kollarım
zincirlerde hareketsizce duruyordu. Deneme gününün anıları gözümde canlandı.
Stadyum. Diğer çocuklar. Her giriş ve çıkışı koruyan askerler. Bizi zengin
ailelerin çocuklarından ayıran kadife halatlar.
Fiziksel sınav. Yazılı sınav. Mülakat.
En çok da mülakat. Bana sorular soran kurulu -altı psikiyatristten oluşan bir
grup- ve onların başındaki görevli, Chian adındaki üniforması madalyalarla
bezeli adamı hatırladım. Soruların çoğunu o sormuştu. Cumhuriyet'in ulusal andı
nedir? Güzel, çok güzel. Okul raporunda tarihi sevdiğin yazıyor. Cumhuriyet
hangi tarihte resmi olarak kurulmuştur? Okulda ne yapmayı seversin?
Okumak... evet çok güzel. Bir keresinde bir öğretmenin kütüphanenin kısıtlı
bölgesine gizlice girip eski askeri metinleri aradığın için seni rapor etmiş. Bunu