Page 150 - Efsane
P. 150

Sonra sahiden de tanıdığım birinin fotoğrafı çıktı. Bulanık fotoğraf uzun saçlı -
               hatırladığım küt kesimden çok daha uzun- bir kızı gösteriyordu. Henüz sarmaşık
               dövmesi yoktu. Görünüşe göre Kaede bir Vatansever’di.
               Onu tanıdığım yüzümden anlaşılmasın diye çabaladım. "Bak," dedim. “Sence bu
               insanlardan birini bile tanıyor olsam gerçekten sana bunu söyleyeceğimi falan mı
               düşünüyorsun?"


               Thomas soğukkanlılığını korumak için büyük mücadele verdi. "Hepsi bu kadar,
               Bay Wing."
               "Hadi, yapma, bu kadarı yetmez. Bana bir yumruk çakabilmek için her şeyini
               verebilirsin bence. Hadi yap. Sana meydan okuyorum.”
               Gözleri öfkeyle parıldadı ama yine de kendini tutuyordu. Sıkı bir şekilde, "Sana

               bir dizi soru sormam emredildi," dedi. "Bu kadar. İşimiz bitti.”
               "Neden? Benden korkuyor musun yoksa? Sadece insanların annelerine ateş
               edebilecek kadar mı cesursun?”
               Thomas gözlerini kıstı, sonra da omuz silkti. “Onunla birlikte uğraşmamız
               gereken bir suçlu daha eksildi.”
               Yumruklarımı sıkıp yüzüne tükürdüm.

               Bu onun azmini kırmaya yetti. Sol yumruğunu hızla çeneme geçirdi, kafam
               şiddetle yana döndü. Gözlerimde noktalar belirdi.
               "Kendini bir yıldız sanıyorsun, değil mi?” dedi. "Birkaç muziplik yapıp sokak
               serserilerine hayırsever rolü oynadığın için sadece, öyle mi? Sana bir sır
               vereyim. Ben de yoksul bir bölgeden geldim. Ama kurallara uydum. Çalışıp
               yükseldim ve ülkemin saygısını kazandım. Geriye kalan sizler sadece
               oturduğunuz yerden şikâyet edip kötü şansınız için devleti suçladınız. Bir avuç

               pis, tembel serseriden başka bir şey değilsiniz.” Bana tekrar yumruk attı. Kafam
               geriye düştü, ağzımdaki kanın tadını alabiliyordum. Bedenim acıdan titredi.
               Yakamdan tutup beni yakınına çekti. Zincirlerim şangırdadı. "Bayan Iparis ona
               sokakta neler yaptığını anlattı. Onun seviyesindeki birini ne cüretle böyle bir
               şeye zorlarsın?"


               Ah. İşte onu asıl rahatsız eden şey ortaya çıktı; öpüştüğümüzü öğrenmişti
               sanırım. Yüzüm acıdan mahvolsa da sırıtmaya engel olamadım. "Oo... Seni üzen
               şey bu muydu? Ona nasıl baktığını gördüm. Onu çok istiyorsun, öyle mi? Bu da
               çalışarak ulaşabilmeyi düşündüğün bir şey mi yoksa, seni aşağılık? Hayallerini

               yıkmak istemem ama onu hiçbir şeye zorlamadım.”
               Yüzünden koyu kırmızı bir hiddet dalgası geçti. "O idam edildiğini görmeyi dört
               gözle bekliyor, Bay Wing. Bunu sana temin edebilirim."
   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155