Page 151 - Efsane
P. 151

Güldüm. "Kaybetmeyi hazmedemedin demek, ha? Hadi seni sevindirelim. Nasıl
               bir his olduğunu baştan sona anlatayım. Yapabileceğin en iyi ikinci şey dinlemek
               olur, değil mi?"
               Thomas boynumu yakaladı. Elleri titriyordu. "Yerinde olsam dikkatli olurdum,
               oğlum,” diye tısladı. "İki kardeşin olduğunu unuttun galiba. İkisi de
               Cumhuriyet’in elinde. Onların cesetlerini annenin cesedinin yanında görmek
               istemiyorsan diline hâkim ol."


               Bana tekrar vurdu, sonra da dizini karnıma geçirdi. Nefes alamıyordum. Eden ve
               John’u düşünüp sakinleşmeye, acıyı azaltmaya çalıştım. Güçlü ol. Damarına
               basmasına izin verme.


               İki kere daha bana vurdu. Artık zorlukla nefes alıyordu. Büyük bir çabayla
               kollarını indirip nefes verdi. Düşük bir sesle, “Bu kadarı yeterli olacaktır, Bay
               Wing,” dedi. “İdam gününüzde görüşmek üzere."


               Acıdan konuşamıyordum, gözlerimi onun üzerinde tutmaya çalıştım. Yüzünde

               sanki tertipli tarzından uzaklaşmasına neden olduğum için kızmış ya da hayal
               kırıklığına uğramış gibi bir ifade vardı.

               Arkasını dönüp odadan çıktı.
   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156