Page 42 - Efsane
P. 42
planla hareket etmişti. Daha güçlü bir şey bulamadığı için sadece veba bastırıcı
ve ağrı kesici çalmış olmalıydı. Kaçış şekline bakacak olursak, vebaya kesinlikle
kendisi yakalanmış değildi. Ancak tanıdığı biri, hayatını riske atacak kadar
önemsediği biri vebaya yakalanmış olmalıydı. Blueridge, Lake, Winter ya da
Alta’da, son zamanlarda vebaya yakalanan bölgelerden birinde yaşayan biri.
Eğer bu doğruysa, Day şehri yakın bir zamanda terk etmeyecekti. Duygularıyla
güdülenmiş bir halde buraya bağlıydı.
Day’i bu gösteri için bir sponsor tutmuş da olabilirdi. Ama hastane tehlikeli bir
yerdi ve bir sponsorun Day’e çok yüksek miktarlarda para ödemesi gerekirdi.
Eğer bu kadar çok para işin içinde olsaydı, Day o zaman planını çok daha
dikkatli bir şekilde yapardı ve laboratuvara gelecek yeni ilaç sevkiyatının ne
zaman yapılacağım bilirdi. Ayrıca, Day daha önce işlediği suçların hiçbirinde
paralı asker olmamıştı. Cumhuriyet’in askerî mülküne bağımsız olarak saldırmış,
cepheye sevkiyatı yavaşlatmış ve cepheye gidecek hava gemilerini ve savaş
jetlerimizi yok etmişti. Kolonilere karşı zafer kazanmamızı engellemeye çalışır
gibiydi. Bir süre onun Koloniler için çalıştığım sandık; yaptığı şeyler
acemiceydi, arkasında yüksek teknoloji ekipmanlar ya da doğru düzgün bir
parasal destek olmadan yapılan şeyler. Düşmanınızdan pek de beklenecek bir şey
değildi. Bildiğim kadarıyla daha önce hiç para karşılığı iş almamıştı, şimdi
almaya başlaması da muhtemel değildi. Daha önce test edilmemiş bir paralı
askeri kim tutardı ki? Diğer bir sponsor adayı da Vatanseverlerdi ama Day eğer
bu bir sefer için onlar adına çalışmış olsaydı, Vatanseverlerden biri şimdiye
çoktan olay yerine imzaları olan bayraklarını çekmiş olurdu (on üç beyaz ve
kırmızı çizgiyle birlikte mavi bir dikdörtgen üzerinde elli tane nokta). Zafer ilan
etmek için hiçbir şansı kaçırmazlardı.
Ama kafamın almadığı en önemli şey şuydu: Day daha önce kimseyi
öldürmemişti. İşte bu yüzden Vatanseverlere bağlı olduğunu düşünmüyordum.
Eskiden işlediği suçlardan birinde bir sokak polisini bağlayıp, karantina
bölgelerinden birine sızmıştı. Polisin üzerinde bir çizik bile yoktu (sadece bir
gözü morarmıştı). Başka bir zaman, bir bankayı soymuştu ama bankanın arka
girişindeki dört güvenlik görevlisine hiçbir şey yapmamıştı, sadece biraz
afallamışlardı. Bir seferinde gecenin ortasında boş bir havaalanında bir filo
dolusu savaş uçağım ateşe vermişti, iki kere de hava gemilerinin motorlarını
bozup onları karaya oturtmuştu. Bir keresinde de bir askerî binanın
cephelerinden birini yıkmıştı. Para, yiyecek ve eşya çalmıştı. Ama yol
kenarlarına bomba kurmuyor, askerlere ateş etmiyor, kimseye suikast