Page 67 - Efsane
P. 67

omzuna attım. "Evet, çok kötü görünüyordun.”

               Tess gülüyordu ama gözleri hâlâ şehrin ışıklarındaydı. Başını omzuma yasladı.
               Onu Nima bölgesindeki bir arka sokakta ilk fark ettiğim, onunla ilk tanıştığımız
               haftadan beri yasladığı gibi.


               O öğleden sonra durup neden onunla konuştuğumu bilmiyordum, belki sıcaktan
               yumuşamıştım ya da tam bir günlük sandviçi çöpe atmış olan bir restoran
               bulduğum için iyi bir ruh hali içindeydim.


               Ona, “Hey,” diye seslenmiştim.

               Çöpün içinden iki kafa daha belirmişti. Şaşkınlıktan irkildim. Diğer ikisi, yaşlı
               bir kadın ile ergenlik çağındaki bir çocuktu, hemen çöpten çıkıp sokağın sonuna
               doğru kaçtılar. Üçüncüsü, en fazla on yaşlarında olan kız beni görünce olduğu

               yerde tir tir titremeye başladı. İskelet gibi sıskaydı, üstü başı yırtık pırtıktı. Gün
               ışığında alev gibi parlayan saçları, tam çenesinin altında kesilmişti.

               Biran bekledim, diğerleri gibi onu da korkutmak istemedim. Tekrar, “Hey,"
               dedim, “ben de sana katılabilir miyim?”


               Tek kelime etmeden bana bakmaya devam etti. Üzerindeki isten yüzünü
               seçemiyordum. Cevap vermeyince omuz silkip ona doğru yürümeye başladım.
               Belki çöpten işe yarar bir şeyler kurtarabilirdim.


               Kızın üç metre yakınına yaklaştığımda boğuk bir çığlık atarak fırladı. O kadar
               hızlı koştu ki ayağı takıldı ve asfalta ellerinin üzerine düştü. Topallayarak ona
               yaklaştım. Dizimdeki eski yara o zamanlar daha da kötüydü ve o aceleyle
               tökezlediğimi hatırlıyorum. "Hey!” dedim. “İyi misin?”


               Geri çekilip çizilmiş elleriyle yüzünü korumaya çalıştı. "Lütfen,” dedi. "Lütfen,
               lütfen.”


               "Lütfen ne" Sonra iç çekip sinirlendiğim için utandım. Gözlerine yaşlar
               dolduğunu görebiliyordum. "Ağlama. Canını yakmayacağım.” Yanında
               çömeldim. İlk başta inleyip sürünerek kaçmaya çalıştı ama ben hareketsiz
               durunca o da durup bana bakmaya başladı. İki dizinin de derisi olduğu gibi
               kalkmıştı, altta görünen deri kan kırmızısıydı.


               "Yakınlarda mı yaşıyorsun?” diye sordum.
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72