Page 69 - Efsane
P. 69

Hepsi bu kadardı. Tess uykusundan fırladı. Kolu kafama çarptı. Başımı
               ovalarken, "Ah!" dedim. Acı iyileşmeye başlayan kolumdan geçip gidiyordu.
               Cebimde Tess'in kıyafetlerimden aldığı gümüş kurşunların birbirlerine çarptığını
               duydum. "Uyanmam için beni dürtsen de olurdu."


               Parmağını dudaklarına götürdü. Şimdi tetikteydim. Hâlâ iskelenin altında
               oturuyorduk ancak daha günün ağarmasına birkaç saat vardı ve ufuk çizgisi
               karanlıktı. Tek ışık kaynağı gölün kenarında sıralanmış birkaç antika sokak
               lambasıydı. Tess'e bir bakış attım. Karanlıkta gözleri parlıyordu.


               "Bir şey duydun mu?" diye fısıldadı.

               Kaşlarımı çattım. Genellikle şüpheli sesleri Tess'den önce fark ederdim ama bu
               defa hiçbir şey duyamıyordum. Uzun bir an boyunca olduğumuz yerde durduk.
               Dalgaların kıyıya vuruşunu duyuyordum, metale çarpan suyun sesini, arada
               yoldan geçen bir arabayı. Tekrar Tess'e baktım, “ilk duyduğun neydi?”


               "Sanki... şırıldama gibi geldi,” diye fısıldadı.

               Henüz düşünecek zamanım olmadan, iskeleye yaklaşan konuşma ve ayak sesleri

               duydum. İkimiz de gölgelere gömüldük. Bu bir erkek sesiydi ve ayak sesleri de
               oldukça sert geliyordu. Bir saniye sonra adamın başka biriyle uygun adım
               yürüdüğünü fark ettim. Bir çift polisti.

               Kendimi kıyı setine iyice bastırdım ve gevşemiş kumlar ve taşlar yerinden çıktı.

               Sessizce kumda yuvarlandılar. Sırtım sert ve pürüzsüz bir yüzeye gelinceye
               kadar geri geri gittim. Tess de aynısını yaptı.

               “Bir şeyler dönüyor,” dedi polislerden biri. "Veba bu sefer Zem bölgesinde
               patlak vermiş.”


               Başımızın üstünde pat pat yürüyorlardı, siluetlerinin iskelenin başına doğru
               yürüdüğünü görebiliyordum. Uzakta, güneşin ilk ışıkları ufku bulanık bir griye
               dönüştürüyordu.


               "Daha önce orada vebanın çıktığını hiç duymamıştım.”

               "Bu seferki daha güçlü bir yapıda olmalı.”


               "Ne yapacaklar?”

               Diğer polisin ne dediğini duymaya çalıştım fakat bu sefer sesleri mırıltı halinde
   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74