Page 117 - Olasılıksız
P. 117
Caine bir an için sustu. Sonra tek bir kelime söyledi. "Denesene."
▲
Nava, David'e bakınca birden ona her şeyi anlatmak istedi. O kadar uzun süredir yalnızdı ve bir
yalanı yaşıyordu ki, gerçeği unutmuştu. Ona her şeyi anlatmak büyük bir riske girmek demekti; ama
sanki bu daha güvenliymiş gibi hissetti. Bu kadar yıldır onu ayakta tutan zihninin içindeki o ses ona
yalan söylemesini haykırıyordu.
Ama içgüdüleri, ona gerçeği anlatırsa her şeyin yoluna gireceğini söylüyordu. Julia'nın
söylediklerini düşündü. Şu ana kadar söylediği her şey olmuştu. O Nava'ya, Caine'in güvenebileceği
tek insan olduğunu söylemişti. Nava bunları düşünürken bir yandan da yarayı temizliyordu.
Caine anlıyordu sanki onu. Kadını konuşturmaya, ya da boş laflarla sessizliği bozmaya
çalışmadı. Bekledi. Kadın derisinden metal parçaları ya da camları tek tek sökerken acıdan dişlerini
sıktı. Sonunda başını kaldırıp Caine'e baktı Nava. Hazırdı.
"Sana. yalan söyledim," dedi kendinden emin bir sesle. "Gerçek adım Nava Vaner değil, ama on
yıldır bu ismi kullanıyorum. Doğduğumda annemle babam-" birden duraksadı ve onları düşününce
hissettiği duyguların farkına varıp çok şaşırdı, "annem bana Tanja Krlstina adını verdi." Nava derin bir
nefes alıp, hikâyesini anlatmaya hazırlandı.
"O öldüğünde oniki yaşındaydım."
Saklı Kütüphane 117 www.e-kitap.us