Page 121 - Olasılıksız
P. 121

İngilizce öğretiyorlardı zaten, ama esmer olduğum için beni Orta Doğu'da kullanabilmek için  bana
               İbranice ve Farsça da öğrettiler."
                    "Sonra teknoloji, politika, tarih,  komünizm, sosyoloji  ve antropoloji öğrendim. Derslerden sonra
               saldırı ve savunma dersleri aldım. Bana Systema öğretildi, Rus dövüş sanatı."
                    Tanja her gece yemeğini yiyip, ağır aksak ilerleyerek odasına gidip, yara bere içindeki bedenini
               unutmaya çalışarak üç saat kadar çalışıp, sabah aynı şeyleri yapmak için kalkmadan önce yedi saat
               uyurdu sadece. İlk birkaç hafta boyunca, Tanja her sabah zihinsel ve fiziksel olarak bitkin kalksa da
               dinlenecek  zaman yoktu.  Her gün devam etmek  zorundaydı.  Dersler zordu, ama  dövüş dersleriyle
               kıyaslandığında bunlar devede kulak kalıyordu.
                    Nava gülümsedi bembeyaz tenli, uzun siyah saçlı, dünya güzeli Raisa'yı hatırlayınca. 55 kiloluk
               Raisa kendinin iki misli adamlarla başa çıkardı ve bunu büyük bir beceriyle yapardı.
                    Raisa Rus özel birliklerinin bir üyesiydi. Bu birimin adı Spetznatdı. Aylar boyunca Tanja yumruk
               atmayı, tekme atmayı, adam boğmayı ve yakalamayı öğrendi. Her bir beceriyi edindiğinde Raisa ona
               daha sert bir şekilde saldırdı. Tanja tek bir saldırganla başa çıkmayı öğrendiğinde de, Raisa karşısına
               iki veya üç kişi çıkarmaya başladı.
                    Eğitim acımazsızca devam ettikçe, Tanja kendi tarzını geliştirmek zorunda  kaldı. Her yerden
               saldırabileceklere karşı korumayı öğrendi. Tanja göğüs göğüse dövüşmeyi çözdükten sonra da Raisa
               ona silahla dövüşmeyi öğretti.
                    Tanja işte burada en çok sevdiği silahı ilk defa eline aldı: Dağıstan yöresinden ufak, kavisli,
               uzunca bir hançerdi bu.  Raisa  bir insanın aşil tendonunu  nasıl kesip yürümesini engelleyeceğini,
               omuriliğini kesmek için  neresini  hedefleyeceğini, ya da skrotumuna hançeri sokup, çevirip, onu
               tamamen çaresiz bırakmayı öğretti.
                    'Systemadan sonra da beni atış poligonuna yolladılar."

                                                             ▲

                    Silah hocası Mikhail tek bir el bile ateş ettirmeden önce, her tabanca veya tüfek parçasının ne işe
               yaradığını öğrenmesi ve her bir hareketi bilmesi konusunda ısrar etti. Ona şarjörle mermi yüklenen
               otomatik  silahla, tek tek mermi yüklenmesi gereken toplu silah arasındaki farkı öğretti. Bazı
               tabancaları kullanırken  horozu kurmak gerekiyordu, o zaman tetik tek  bir  hamleyle  çalışıyordu.
               Bazılarında ise horozu tetik çekiyor ve düşürüyordu ateşlerken. Bir tabancanın kalibresinin
               mermilerinin büyüklüğü ile ilgisi olduğunu anladı: 38 kalibrelik bir tabancanın mermilerinin çapı .38 inçti
               mesela. Dahası, daha büyük kalibrelerin hedefi daha yavaş vurduğu halde daha fazla hasara neden
               olduğunu gördü.
                    9 milimetrelik bir yarı otomatiğin ne işe yaradığını öğrendi.. Bunun namlu çıkış hızı yüksekti,
               göreceli olarak sessiz ateşlemesi vardı ve neredeyse istisnasız olarak hedefi tuttururdu, ayrıca geri
               tepmesi az ve mermi haznesi genişti. Hangi işlere yaramadığını da gördü: Çok kan revan içinde
               bırakmayan, fazla derin olmayan yaralar açıyordu ve takılabiliyordu.
                    Tanja tek bir mermiyle bir adam nasıl alaşağı edilir öğrendi. Kan  kaybından ölebilirdi, kafası
               dağıtılabilirdi veya kalp ya da ciğer gibi bir hayati organı parçalanabilirdi. Bu da başka bir dersten
               edindiği bilgiydi. Mesela, 22 kalibrelikle birini öldürmek istiyorsa kafasını hedeflemeliydi; çünkü düşük
               kalibreli bir silahla kafa tası delinirdi ve çıkış yarası olmazdı,  yani beyne  saplanan mermi içeride
               hasara neden olacak şekilde hareket ederdi. 45 kalibrelik kullanınca da bedeni hedeflemek gerekirdi;
               çünkü böyle bir tabancayla adamın organlarını delip geçebilirdin.
                    Domdom kurşunlarının neden içbükey olduğunu, bedene giren kurşunun organları parçaladığını
               gördü. Bir Glaser güvenli mermisinin, içi sıvı teflon dolu bir bakır kovanla ve kurşun saçmalarla dolu bir
               plastik kapakla kapandığını öğrendi. Çarpma anında kapak anında eriyor ve böylece merminin içindeki





               Saklı Kütüphane                             121                                 www.e-kitap.us
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126