Page 127 - Olasılıksız
P. 127
Nava her şeyi anlayınca başını salladı yavaşça. "Bu teorik olarak hoş bir şey ama," dedi Nava,
"gerçek dünyada işe yaramıyor."
"De Moivre seninle aynı fikirde değildi. O fiziksel verileri kullanarak sözde tahmin edilemez olan
şeyleri tahmin ediyordu hep. Öleceği günü de öngördü."
"Bunu nasıl yaptı?" diye sordu Nava.
"Hayatının son birkaç ayında De Moivre her gece onbeş dakika fazladan uyuduğunu fark etti. O
bir determinist olduğu için o veriyi doğal sonucuna kadar hesapladı. Eğer uykusu her gece onbeş
dakika uzarsa, o zaman 24 saat uyuyacağı gece ölecekti. Bu günü de 27 Kasım 1754 olarak belirledi.
Ve o gün, aynen hesapladığı gibi, De Moivre öldü,"
"Bu pek de teorisini kanıtlamıyor," dedi inanamayarak Nava.
"Hayır, kanıtlamıyor. Ama yine de doğru ölçümleri yaparsak her şeyi tahmin edebileceğimizi
söyleyen bir adamın kendi ölümünü tahmin etmek için bir ölçü bulmasının ilginç olduğunu da kabul
etmek gerekir." dedi Caine birden kendine gelerek. İkisi de bir süre konuşmadı, sonra Caine
konuşmaya devam etti.
"Neyse, De Moivre'ın eseri yine çok ünlü bir Fransız matematikçi olan Simon Piere Lâplace'ın
çalışmalarının temelini oluşturdu."
Caine bu ismi söyleyince seminer verdiği Columbia'daki o havasız, lambrili odayı hatırladı. Gerçi
18. yüzyılda yaşamış olan bu istatistikçi hakkında ders vermeyeli bir yılı geçmişti ama dersi dün gibi
hatırlıyordu.
▲
"Bu odadaki çoğu kişi gibi Laplace'ın da annesi ve babası onu anlamamıştı," dedi Caine tahtanın
önünde bir ileri bir geri yürürken.
"Babası, onun ya bir asker, ya da bir rahip olmasını istediyse de. Laplace akademik hayatı seçti.
Bu yüzden de onsekiz yaşındayken Fransa'nın akademik merkezine Paris'e gitti. Orada askeri okula
giden birkaç öğrenciye geometri dersi verdi. Öğrencilerinin arasında Napolyon Bonaparte adında bir
adam da vardı ve galiba o önemli işlere imza attı."
Caine masanın çevresine üşüşen 12 öğrencinin güldüğünü gördü.
"Sonra, 1770'de, Laplace Paris'in prestijli Academie des Sciences kurumuna ilk çalışmasını
sundu. O andan itibaren herkes onun bir matematik dâhisi olduğunu anladı. Ve bu yüzden de
hayatının geri kalanını iki alana adadı- olasılık ve astronomi. Bundan yaklaşık otuz yıl sonra da,
1799'da, bu iki alanı da bir araya getirerek o zamanlarda yayınlanmış en önemli astronomi kitabını
yazdı- Meccanicue Cefeste veya Cefestial Mechanics. Bu kitapta güneş sistemi araştırıyordu ve
gezegenlerin yörüngelerini hesaplamak için yeni yöntemler ortaya konuluyordu."
"Ancak, eserin günümüzde hâlâ önemli olmasının nedeni Laplace'ın müthiş bulguları değildir,
önemli olmasının nedeni Laplace'ın olasılık teorisini astronomide kullanan ilk insan olmasıdır. O bize
De Moivre'ın eserinde betimlediği çan şeklindeki eğriyle, kendi çalışmaları süresince yıldızların birçok
konumunu izleyerek elde ettiği verilerin örtüştüğünü gösterdi. Kısacası, Laplace olasılık teorisini
kullanarak gezegenlerin yerlerini tahmin edebildiği gibi, evreni de daha iyi anlayabiliyordu."
"Ne demek 'bir yıldızın birçok konumu'?" diye sordu uzun siyah saçlı, solgun yüzlü bir öğrenci.
"Bu iyi bir soru," dedi Caine tahtaya giderek. "O zamanlar, astronomideki en önemli sorunlardan
biri herkesin ölçümlerini elle yapmasıymış. İnsanlar hata yaptığı için de veriler doğru değilmiş. Yirmi
farklı astronom aynı yıldızın konumunu hesaplayıp, yirmi farklı cevap bulabilirmiş."
"Ancak, Laplace bu yirmi farklı ölçümü alıp, bir tablo yaptı. Sonuçlan bu şekilde çizince de bunun
bir çan eğrisi şeklinde olduğunu gördü." Caine duvardaki bir tabloya işaret etti.
Saklı Kütüphane 127 www.e-kitap.us