Page 131 - Olasılıksız
P. 131

eserinden iki yıl sonra Essai Philosophique suries Probabilities adlı bir eser yazdı Laplace- Olasılık
               Hakkında Felsefi  Denemeler. Ve bu eserden bir alıntı yapmak istiyorum."  Caine notlarına dönüp
               okumaya başladı:

                                  Bir an için doğanın tüm  güçlerinin ve bunu oluşturan tüm
                              varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek -
                              ve bunun bu verileri inceleyebileceğini de düşünürsek- aynı anda
                              evrendeki  en büyük varlıkları ve en  küçük atomları da hesaba
                              katarak bir hesap yaparsa, hiçbir  şey belirsiz değildir ve gelecek
                              de, aynen geçmiş gibi, gözlerinin önündedir.

                    "Yani başka bir  deyişle," diye devam etti David, "Laplace  evrenin  deterministik olduğunu
               varsaydığı için, biri eğer fizik kurallarını ve bir an için evrendeki her şeyin konumunu bilirse, o kişi olan
               her şeyi bilebilir ve gelecek tüm tarihi de bilebilir diyor."
                    "Ama her şeyi bilmek imkânsız," dedi Colleen.
                    "Hiçbir şey imkânsız değildir," dedi Caine, "ama belirli şeyler olasılık dışıdır, ya da olasılıksızdır."
               Herkes bu dediklerini düşünsün diye durup kolasından bir yudum içti. "Bilim adamları bu  teoriye
               Laplace'ın Şeytanı diyorlar."
                    "Neden Şeytan diyorlar?" diye sordu Steve. "Onu rahatsız eden bir şey mi bu?"
                    "Hayır, bu bir yanlış anlama," dedi  Caine. "Bu onu rahatsız etmedi, çünkü  o haklı olduğuna
               emindi. O öldükten  sonra bilim adamları 'Laplace'ın  Şeytanı' deyişini her  şeyi bilebilen,  geçmişi ve
               gelecekte olabilecekleri bilebilecek bir varlığı tanımlamak için kullandılar."
                    "Bu Tanrı gibi bir şey," dedi Colleen.
                    "Evet," dedi Caine düşünceli bir şekilde. "Onun gibi bir şey."

                                                             ▲

                    Caine tüm bunları kısaca anlatırken, Nava  da bacağını kıpırdatmamasını sağlayacak bir  şey
               yapıyordu Caine için. Caine konuşmayı kesince Nava bir an için sustu, sessizliği kimse bozmadı.
                    "David, UGA'daki bilim adamları," dedi Nava, "senin Laplace'ın Şeytanı olduğunu düşünüyorlar."
                    Caine başını salladı. "Bu saçmalık. Laplace'ın Şeytanı gerçek bir şey değil ki. Bir varlık değil yani,
               bir teori sadece. Laplace'ın  Şeytanı deyimi geleceği tahmin edebilecek, her  şeyi bilen bir varlığı
               tanımlamak için kullanılan bir sözcük."
                    Durdu, başı dönüyordu sanki. "Ayrıca, bunun imkânsız olduğu 1990'larda kanıtlandı."
                    "Nasıl?" diye sordu Nava.
                    "Werner Heisenberg adında bir fizikçi subatomik  partiküllerin  gözlemleninceye kadar tek bir
               pozisyonları olmadığını kanıtladı."
                    Nava kaşlarını kaldırınca Caine devam etmek zorunda kaldı. "Sorma, kuantum fiziği işte, zaten
               mantıklı olması gerekmiyor."
                    "Peki, oldu. Ama neden Laplace'ın Şeytanı imkânsız o zaman?"
                    "Çünkü eğer subatomik  partiküllerin birkaç konumu varsa, o  zaman, herhangi  bir varlığın aynı
               anda tüm pozisyonlarını bilemeyeceği için, her  şeyi  bilen bu varlığın var olması mümkün değil. Ve
               geleceği tahmin edebilmek için bu  verilere gerek olduğundan, gelecek tahmin edilemez.  İşte
               Laplace'ın Şeytanı bu yüzden imkânsız bir teori."
                    "Ayrıca," dedi Caine. "Ben her şeyi bilmiyorum, geleceği de tahmin edemem."
                    "Ya lokantada olanlar?" diye karşı çıktı Nava.





               Saklı Kütüphane                             131                                 www.e-kitap.us
   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136