Page 143 - Olasılıksız
P. 143

"Tamam. Seni görmedim." Sanki uyanık kalmaya çalışıyormuş gibi gözlerini kırpıştırdı. "Uyusam
               şimdi?"
                    "Bir sorum daha var. Kimin için çalışıyorsun?"
                    Gözleri yavaşça kapanırken bir şeyler mırıldandı. Nava sinirlenerek adamın omuzlarını daha sıkı
               kavradı. On saniye içinde zaten Nava istese de istemese de uyuyakalacaktı. "Kimin adamısın?"
                    Nava başını Murphy'nin ağzına yaklaştırdı ama adamın sesi bir fısıltıdan ibaretti. "F...B 111111".
               Başı göğsüne düştü ve dudaklarından tükürükler döküldü. Nava, ağzını kapadığı adamı ayakta tutmak
               için, onu duvara yasladı.
                    "Washington'a giden 183 numaralı trene binecek yolcuların dikkatine. Tren 12. perona girmiştir."
                    Nava sırt çantasını omzundan indirdi  ve bir  plastik tüp daha çıkardı. Bu demin kullandığıyla
               aynıydı ama  sarıydı. Perona giren trenin çanını duyabiliyordu. Bakan olup  olmadığını anlamak için
               başını kaldırıp çevreye göz attığında, herkes peronda yer kapmak için koşuşturuyordu. Caine dehşetle
               bakıyordu kadına.
                    "O... yani sen..."
                    "Ölmedi. Eğer onu  öldürseydim gittiğimizi bilirlerdi."  Murphy'nin kulağından minik  kulaklığı alıp
               kendi kulağına taktı. Sonra da yaka mikrofonunu yerine taktı.
                    Tam o anda bir ses duyuldu. "Murphy cevap ver."
                    "Evet," dedi Nava mikrofona doğru eğilip sesini değiştirerek.
                    "Bir şey gördün mü?"
                    "Yok."
                    "Ben de görmedim. Bence haklısın, zaman kaybediyoruz burada."
                    "Ya." Nava kısa cevaplar verirse yakayı ele vermeyeceğinin farkındaydı.
                    "Tamam, beş dakikaya yine ararım."
                    "Tamam," Nava beş saniye daha bekledi, sonra da kulaklığı yine ajana taktı. Ses düğmesini de
               iyice açtı. "
                    Washington'a giden 183 sayılı seferle seyahat edecek yolcuların trene binmeleri rica olunur. Tren
               iki dakika içinde 12. perondan kalkacaktır."
                    Nava, Murphy'nin baldırına bir iğne daha sapladı. Amfetaminlerle  karışık flumazelin, ilk ilacın
               etkisini tersine çevirecekti. Sonra dönüp Caine'in koluna yapışıp insanların arasına çekti onu. Bir
               dakika sonra gardan çıkan trene binmişlerdi.
                    Tren hızlanınca  Nava  derin bir nefes verdi,  şehir dışına çıkıyorlardı. Gerçekten kurtulup
               kurtulmadıklarını merak etti, ama uzun süre merak etmesi gerekmeyeceğini biliyordu. Nasılsa yakında
               öğrenirlerdi.

                                                           ▲

                    "Biletler!" dedi şişman kadın koridorda yürürken. "Lütfen biletlerinizi çıkarın. Biletler!"
                    Nava, Caine'in eline birkaç yirmilik sıkıştırdı. "Washington'a tek gidiş bilet al."
                    Bilet satan kadın yanına geldiğinde Nava'nın dediğini yaptı. Nava, Baltimore'a gidiş dönüş bilet
               alınca da tepki vermedi. "Eğer soran olursa birlikte seyahat ettiğimizi düşünmesini istemedim. Belki
               biraz zaman kazandırır bu bize."
                    "O zaman ikimiz de Baltimore'a mı gidiyoruz?" diye sordu Caine.
                    Nava başını salladı. "Hayır. Bir sonraki durakta iniyoruz."
                    "Neden Newark'ta iniyoruz?"
                    "UGA izimizi süremeden önce bu trenden inmemiz gerek de ondan."
                    "Benim söz hakkım var mı?"
                    "Hayır. Bu yapabileceğimiz en akıllıca şey."




               Saklı Kütüphane                             143                                 www.e-kitap.us
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148