Page 146 - Olasılıksız
P. 146
"Tamam. Şimdi hastaneye gidiyorum. Ambulans geldi. Seni seviyorum."
"Ben de seni." Kadın telefonu kapadı.
İki yıl önce hastanede ne halde olduklarını hatırladı adam. Geç saatlere kadar çalıştığı için
hastaneye zamanında yetişememişti. Zaten ilk saatlerde pek bir şey olmazdı. Kız kardeşinin üç
çocuğu olmuştu ve her birinin doğumunda en az 24 saat doğum sancısı çekmişti. Doksan dakikadan
bir şey çıkacağını düşünmemişti. Ama yanılmıştı.
Karısı hemen doğurmuştu ve bebek - küçük Matthew William -ölü doğmuştu. Bili, Jenifer kendine
gelirken orada olamadığı için hep kendini suçlamıştı. Elinde bir kutu puroyla hastaneye geldiğinde de
karısı yüzüne tükürmüştü. Normal hayatlarına devam edebilmek için bir yıl psikologa gitmişlerdi. Üç ay
sonra da karısı yine hamile kalmıştı.
Bili bazen karısının ikinci kez hamile kalmasının bir hata olabileceğini düşünmüştü. İkinci
hamilelikte yaşadıkları stresten dolayı neredeyse evlilikleri yıkılmıştı bu genç çiftin. Ama bir şekilde
bugüne kadar gelmişlerdi. Bili doğumda karısının yanında olabilmek için ücretsiz izin bile
almayı başarmıştı. Ama ne derlerdi, evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Bunun gibi bir laf yok muydu?
Olanlara inanamıyordu. Bu olmamalıydı. Bir kere daha aynı olayları yaşayamazlardı. Saatine, sonra
da güzergâhına baktı. Trenton'da bakıma gireceklerdi, bu yirmi dakika kadar alırdı. Ayrıca, yemek
vagonuna da mal yüklenecekti, bu da on dakika daha alırdı. Ne yapacaktı? Elinden hiçbir şey
gelmezdi. Sonra gözünün önüne odada yalnız başına olan karısı Jenny geldi. Matthew'i kaybettikleri
hastanedeydi.
Bili iç geçirdi. Ne yapması gerektiğini biliyordu. Bunun uğruna işini kaybetmeye razıydı. Dönüp
kapısını kilitledikten sonra, vitesi değiştirerek treni hızlandırdı. Mikrofonu kaptı, derin bir nefes alıp,
düğmeye bastı.
Saklı Kütüphane 146 www.e-kitap.us