Page 152 - Olasılıksız
P. 152
çok beğeniyor gibi bakıyorlardı, pek profesyonellere benzemiyorlardı. Biraz ilerideki yapılı bir kadın
ajana benziyordu ama eli kolu alışveriş torbası doluydu. Nava tam peşindekilerden kurtulduklarını
düşünmeye başlamıştı ki adamı gördü.
Eski bir kot ve kazak giymişti adam. Elbiseler adama uymuyordu. Saçı düzgün kesimliydi ve
bıyığı da düzgündü. Çok yeni olan ayakkabılarını görünce hemen anladı hata yapmadığını Nava.
Gözünün ucuyla onlara bakıyordu, ama Nava artık onu gördüğü için kendilerini izlediğini
anlayabiliyordu. Caine’e doğru eğilip, bıyıklıya baktı. Adam şimdi de Nava'nın omzunun üstünden bir
yerlere bakıyor gibi yapıyordu. Adamın takım elbiseli genç bir kadına baktığını gördü. Kadın iyiydi. Çok
kontrollüydü, birkaç saniye başını kaldırdıktan sonra gazetesini okumaya döndü. Ama Nava kadının
koltuğunun altındaki kabartıyı görmüştü o daha gazeteyi kaldırmadan.
"Saat yedi yönünde, bıyıklı herif. Saat iki yönünde, sarışın, gazete okuyan kadın."
Caine başını sallayıp önüne bakmaya devam etti. Nava derin bir nefes aldı. Bir tek Caine'i
istediklerini biliyordu, yani Nava'yı her an harcayabilirlerdi. Duraksadı, sonra da birden sakinleşti.
Paniklemesi için bir neden yoktu; her zamanki gibi, ya yaşayacaktı, ya ölecekti.
Yavaşladı ve üç çocuklu anneye iyice yanaşarak çocukları Caine ve bıyıklı arasında tutmaya
özen gösterdi. Sol tarafı kapayınca sağa yöneldi. İlerlerken kalabalıktan ayrılmadıkları için kadın
ajanın kucağına düşeceklerdi. Caine birkaç saniye sonra ajanın önünden geçecekti.
Nava döndüğünde bıyıklının hareket ettiğini gördü, onlara doğru geliyordu. Yürüyen merdivenler
üç metre ilerdeydi. Kadın sağa doğru dönüp çarpışmaya hazırlanır gibi ayaklarını yere sıkıca bastı.
Eğer ajanlar peronda onları yakalamaya kalkacaklarsa bu son şansları olacaktı.
Ve galiba bunu göze alacaklardı.
▲
Caine takım elbiseli kadını garipsemedi, ama Nava eğer kadının ajan olduğunu söylüyorsa öyle
olduğuna emindi. Nava'nın yanından ayrılmadı yürüyen merdivenlere giderken. Çok az kalmıştı.
Yavaşlamak istediyse de kalabalık buna izin vermiyordu. Bir metre kalmıştı sonra birden kadın ajanın
yanında buldu kendini. Parfüm kokuyordu. O kadar yakınındaydı ki koyu gözlüklerinin arkasından
kadına bakmadan edemedi.
Kadın flört eder gibi baktı ona. Tehlikeli gibi değildi. Başka bir zaman olsa, bu tertemiz, düzgün
giyimli Jasper'ın deyimiyle, 'profesyonel iş kadını ve yatak fantezisi karışımı' pilice asılabilirdi. Caine
gülümserken bir an için aranan bir adam olduğunu unuttu. Sonra da kadının elinde parlayan bir şey
gördü. Bu büyük bir gümüş kalem gibiydi.
Caine büyülenmiş gibi seyretti kadını. Sonra kadının elindekinin Nava'nın New York'ta kullandığı
türden bir şırınga olduğunu anladı. Birden ajan bunu Caine’e doğru uzattı.
İğne derisine giriyor ve_
(döngü)
Kadın şırıngayı sokmak için uzanıyor, kadının kolunu tutmaya çalışıyor, ama başaramıyor Caine.
Birden canı acıyor ve-
(döngü)
yaralı bacağını iğneye doğru uzatıyor ve-
Şırınga dizinin üzerindeki tahta parçasına saplandı. İğne kırılınca kadın Caine'in koluna yapışıp,
onu çekip dengesini bozdu. Bir an için ayakta kalmaya çalıştıysa da, bu işe yaramadı, bu yüzden de
düşerken kadını da indirmeye çalıştı. İleri doğru atılıp, omzunu kadının çenesine çarptırdı.
Kadın geri devrilirken Caine'i de kendiyle birlikte yere çekti. Düşerken döndüğü için yerde yüz
yüze yatıyorlardı. Caine onu itmek üzereyken kadının tabancasının namlusunu göbeğinde hissetti.
"Seni öldürmek istemiyorum, ama kımıldarsan ateş ederim," dedi kadın, "Eğer böyle bir şey
Saklı Kütüphane 152 www.e-kitap.us