Page 183 - Olasılıksız
P. 183
tetiği çekiyor. Mermi Leary'nin ayağına saplanıyor. Tökezliyor ve hareket ederken de Caine’e
çarpıp onu da düşürüyor-
(döngö)
tetiği çekiyor.
Mermi Leary'nin bacağına isabet etti. Femuru parçalandı ve mermi bacağının içinde kaldı. Geriye
doğru düşerken acıyla bağırdı. Caine durmadan ilerledi, düşen komandoya çarpmamak için sadece
biraz sola doğru kaydı. Sokaktan çıktı ve şapkayı taktı.
▲
Crowe, Leary’nin yerde olduğunu gördüğü anda koşmaya başladı, ama çok geçti artık. Köşeyi
döndüğünde Caine ortalarda yoktu. Sokak Musevi erkeklerle doluydu, aynı siyah ceketi ve şapkayı
giyen bir sürü erkek vardı.
"Kahretsin!" diye bağırdı. Kalabalığa bakarken olanlara inanamıyordu. David Caine gitmişti.
Dönüp eve doğru gitti. Vaner'ın kafasındaki beyin parçalarına bakılırsa kadın ölmüştü, aynen
yanındaki Asyalı herif gibi. Durup da nabzını yoklayacak hali yoktu. Dalton'un ikisini de öldürdüğüne
inanamadı, Crowe onu sonra halledecekti. En azından ikizi hayattaydı. Doktorla ikiz kardeşi duvara
yaslamışlardı.
"Rainer şu ikisini araca bindir," diye emir verdi Crowe. "McCoy arka kapıya git de Leary'ye yardım
et. Sonra-" Siren seslerini duyunca sustu. Sanki bir polis filosu geliyordu. Zaman yoktu. Crowe yerel
polise burada neden iki ceset olduğunu açıklamaya çalışmaya niyetli değildi, diğerlerini kapıp
gidecekti.
"Yirmi saniyen var Esposito, çıkarken burayı yak."
Adamlar ne yapacaklarını biliyorlardı. Esposito elektronik ateşleyicileri duvara yerleştirdi ve
patlayıcıları bağladı. Crowe geride bir kanıt kalabileceğinden hiç endişelenmedi; çünkü tanıdığı hiçbir
bomba uzmanı az patlayıcı kullanmazdı ve Juan Esposito da tipik bir bomba uzmanıydı.
İki rehineyle uzaklaşırlarken Crowe bir patlama sesi duydu; bu gök gürültüsü gibiydi. Polisler
geldiklerinde iki yanmış ceset bulacaklardı. Cevapsız bir sürü soruları da olacaktı.
Saklı Kütüphane 183 www.e-kitap.us