Page 20 - Olasılıksız
P. 20
(UGA) kurduğunda buranın temelleri atılmıştı.
Seksenlerin başında UGA, 130 ülkede, günde 250 milyon görüşmeyi dinleyebilecek kapasitedeydi.
Gerçi görevleri ulusal güvenlikle ilgili konuşmaları dinlemekti, ama telefonu kaldırıp da ağabeyinin
cinsellikten söz ettiğini duyan yaramaz küçük çocuklar gibi, UGA de bazen başka konularda insanları
dinlemekten kendini alıkoyamıyordu.
Ellerinin altında özellikle de bilimsel konularla ilgili bu kadar bilgi olunca UGA bu bilgilerle ne
yapacağını düşünmeye başladı. Şifreleme Bölümü Şefi buna bir çözüm buldu. Bir vizyonu vardı.
Dünyanın dört bir köşesinden gelen bilim adamlarını gizlice dinleyerek ve iletişimlerini takip ederek
bilgiler toplanacak, bunlar bir araştırma laboratuvarında şifreleri kırılarak incelenip yorumlanacaktı.
Böylece hiçbir ülke, hiçbir zaman, ABD'den daha fazla gelişemeyecekti.
Bu fikir Ronald Reagan Beyaz Saray'dayken politikacılara sunulduğunda, komünist rejimi yakından
takip etme fırsatı sağlayacağı için hemen kabul edildi ve dahası takdir edildi. Ve böylece, 13 Ekim
1983'de Bilim ve Teknoloji Araştırma Laboratuvarı, BTAL kuruldu.
İlk başta BTAL sadece yabancı bilim adamlarını takibe almıştı. Ama Soğuk Savaş sona erince ve
Internet sayesinde uluslararası iletişim artınca, BTAL birden istemeyerek de olsa, yerli bilim adamlarını
da izlediğini fark etti. Ancak, Amerikan hükümeti BTAL'ın çalışmalarından o kadar çok çıkar sağlamıştı
ki, bu pek de umurlarında olmadı.
BTAL'ın 'araştırma' süreci basitti. Çözücüler dünyanın dört bir tarafındaki ana bilgisayarlara kayıtlı
binlerce sayfalık bilgileri ve araştırmaları okuyorlardı ve eğer ilginç yeni bir teknolojik gelişme gözlerine
çarparsa kurum içindeki bilim adamlarına bildirip, bu konunun araştırılmasını sağlıyorlardı. Sonra,
gerekli deneyleri yeniden yapıp, yeni geliştirilmiş teknolojinin geçerliliğini saptıyorlardı.
Yeni teknoloji onaylandığı anda da BTAL bu bilgileri ilgili devlet kurumuna iletiyordu. Ama bu
teknoloji yabancı bir ülke tarafından geliştirilmişse ve ticari değeri varsa, BTAL Amerika'da merkezleri
olan ve yönetimle araları o dönemde iyi olan birkaç çok uluslu şirkete sızdırıyordu bu bilgileri. Çok kısa
bir süre içinde UGA dünyadaki en güçlü yeni teknoloji pazarı oluverdi.
Forsythe 1997'de buranın müdürü olarak işi devraldığında, bir önceki müdürün bu kadar çok para
kazanabilecekken ve politik sermaye yapabilecekken, bunların hiçbirinden faydalanmamış olmasına
çok şaşırdı. BTAL altı ana istihbarat ajansına çalıntı bilgiler sağlıyordu (bunlar CIA, DoD, FBI, FDA, NASA
ve NİH idi). Ayrıca, Silikon Vadisi'ndeki güçlü kuruluşlardan rakiplerine de bilgi veriliyordu. Forsythe ile
'yeni potansiyel müşteriler' arasındaki tek engel BTAL Denetim Kurulu'ydu. Bu Kurul konumları
itibariyle ne kadar büyük bir gücü ellerinde tuttuklarının bilincinde olan üç senatörden oluşuyordu.
Forsythe gerçekten güçlü olmak için kendi başına karar verebilecek konuma gelmesi gerektiğini
biliyordu; ama bu konuma gelebilmek için de güce ihtiyacı vardı, Forsythe bu güç arayışında
kendisinden hiç de beklenmeyecek bir yandaş buldu. Bu, pek de sağlam bir kişiliği olduğu iddia
edilemeyecek olan, UGA'dakl Steven Grimes adlı bilgisayar korsanıydı. Grimes, iki haftadan kısa bir
sürede, başında Utah senatörü Geoffrey Daniels'ın bulunduğu kurulun Forsythe'ın önerilerini daha
yakından dinlemelerini sağlayacak bilgiler toplamıştı.
Gerçi Grimes'ın sürekli insanları izleme huyu çok rahatsız ediciydi, ama sürekli her şeyi görmek ve
bilmek isteyen adam çok da bilgi ediniyordu. Forsythe, Grimes'ın Daniels'ın o genç oğlanla
fotoğraflarını nereden bulduğunu hâlâ bilmiyordu, bilmek de istemiyordu. Önemli olan tek bir şey vardı
zaten; Senatör Daniels o fotoğrafları görür görmez, Forsythe'ın önerilerini dinlemek konusunda daha
ılımlı bir tavır sergileyiverdi.
Kuruldaki en kıdemsiz senatör olan John Simonson, Grimes onun Kayman Adalarındaki yasadışı
vergi sığınağını bulduğu anda çok daha yakın ve ılımlı davranır oldu. O günden sonra da Forsythe'ın
Kurul'a getirdiği hiçbir öneri reddedilmedi. Gerçi hep iki lehte bir aleyhte oy çıkıyordu, ama Forsythe'a
çoğunluğun oylarını almak yetiyordu. Bunun yeterli olması da iyiydi, çünkü Grimes, Lousianalı, sağcı ve
aşırı dinci bir senatör olan üçüncü Kurul üyesi aleyhinde kullanılabilecek herhangi bir bilgi bulamamıştı.
Saklı Kütüphane 20 www.e-kitap.us