Page 22 - Olasılıksız
P. 22

4









                   Caine tedirgin bir şekilde havayı kokladı. Hava serin ve sterildi; yani hafif bir alkol kokusu vardı.
               Ellerinin altındaki kolalı çarşafı hissedince bir hastanede olduğunu anladı. Gözlerini yavaşça açtı,
               dünyayı çarpık çurpuk göreceğinden korkuyordu. Ama her şeyi olduğu gibi görüyordu. Gerçi lenslerini
               takmadığı için görüntü biraz bulanıktı. Elini kaldırıp şişmiş gözlerini ovuşturmak isteyince, elinin üstünde
               bir katater olduğunu gördü. Elinin üstündeki iğneye bakarken sanki bu olayı daha önce yaşamış gibi
               hissetti kendini; --sanki daha önce de bu yatakta uyanmış ve aynı şeyleri düşünmüştü.
                   Kaç saattir hastanede olduğunu merak etti.
                   "Sekiz saat oldu ufaklık. Arada bir kendine gelir gibi oldun, uykunda konuştun. Geçmiş olsun."

                    Birden irkilen Caine başını aniden sola çevirdi. Jasper ona el salladı. Caine bir an için nefesini
                tuttu, "demek deli olsam böyle görünecektim" diye düşündü.

                   Jasper çok kötü görünüyordu. Beti benzi atmıştı ve sanki iri yarı bedenin üstüne gerilmişti derisi.
               Jasper'ın çevresi morarmış yeşil gözlerindeki ışıltıyı görünce, David Caine kardeşinin, bu halinde bile, o
               hastalıklı aklından olağanüstü zekilikte düşüncelerin geçtiğini anlayabiliyordu.

                   "Seni çıkar..." Caine ne diyeceğini bilemedi. "Yani burada olman çok iyi oldu. Çok iyi."
                   "Rahat konuş, söylemende bir sakınca  yok," dedi Jasper olduğu yerde kıpırdanarak. "Beni  akıl
               hastanesinden çıkardıklarını bilmiyordun."

                   Caine bir an için utandı, sonra da başını salladı. Kardeşi sanki onun aklından geçenleri okuyordu,
               bunu hep yapabilmişti.

                   "Ya," dedi Jasper, sesinden hem yorgun olduğu, hem de bu olayın onu güldürdüğü anlaşılıyordu.
               "Mercy'deki aklı başındaki vatandaşlar beni salıverdiler Ocak'ta. Bir aydır dışarıdaydım."
                   "Niye aramadın?"

                   Jasper omuz silkti. "Bilmem. İlk önce bazı şeyleri yoluna koymak istedim. Bu arada, beni ziyarete
               geldiğin için sağ ol."

                   Caine biranda irkildi. "Jasper ben-"
                   Jasper kardeşini susturmak için elini kaldırdı. "Tamam." Yeniden konuşmaya başlamadan önce
               kardeşine arkasını dönüp, pencereden dışarı baktı bir süre. "Özür dilerim. Aslında seni anlıyorum. Ben
               de kardeşimi öyle bir yerde ziyaret etmek istemezdim."
                   "Yine de seni görmeye gelmeliydim."

                   "Neyse," dedi Jasper dalga geçer gibi, "gelecek sefere gelirsin.
                   Bir anda iki kardeş de sustu, sonra da aynı anda gülmeye başladılar; ikiz oldukları için bu çok sık
               olurdu. Gülmek onlara iyi geldi. Caine gülmeyeli, içten gülmeyeli uzun zaman olmuştu, hele kardeşi ile
               gülmeyeli çok uzun bir zaman olmuştu. Jasper  David'den yalnızca on dakika önce doğmuştu, ama
               bunu ona hep hatırlatır ve 'ufaklık' diyerek ona kendisinin daha büyük olduğunu ima ederdi.
                   "Burada olduğumu nereden bildin?"

                   "Seni hastaneye yatırdıklarında pratisyenlerden biri bana  cep telefonumdan  ulaştı. Geldiğimde
               hemşire bana nöbet geçirdiğini söyledi."




               Saklı Kütüphane                              22                                 www.e-kitap.us
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27