Page 40 - Olasılıksız
P. 40

İlk birkaç deneği, dünyanın orasında burasında son bir çare arayan epilepsi hastaları olmuştu, O kadar çaresiz
               durumdaydılar ki, her şeyi denemeye hazırdılar. Ancak, Tversky'nin ne yapmaya çalıştığını tam olarak anlasalardı
               veya bundan şüphelenselerdi, yaptıklarını bu kadar kolay kabul edeceklerini hiç mi hiç sanmıyordu. Ama onların
               başına gelenlerden dolayı, akıbetlerinden dolayı daha doğrusu, kendisini suçladığını söylemek de yalan olurdu.
               Evet, sonuçta olanlardan dolayı bir pişmanlık duyuyordu, ama denekleri için değil, bilim için.
                   Aksaklıkları giderdikten ve başarıya ulaşabileceğine güvendikten sonra da Julia üzerinde deneyler yapmaya
               başlamıştı. Sonuç olarak istediğini elde ederse, kontrolü altında tutabileceği birini bulması gerekecekti; en iyi aday da
               aşktan gözü kör olmuş asistanıydı. Sevgilisine baktı ve elektrotlara dokunmamaya özen göstererek başını okşadı
               hafifçe. Ne kadar tatlı bir denekti.
                   Birden EKG'den sesler yükselmeye başladı. Kalp atışlarının hızı neredeyse iki misline çıkmıştı, dakikada 120,
               Tversky kendi kalp atışlarının da hızlandığını hissedebiliyordu; sanki kalbi kadınınkine ayak uydurmaya çalışıyordu.
               Julia'nın Beta, Alfa ve Teta dalgaları da Delta dalgalan kadar yoğun bir şekilde hareketlenmeye başladı. Tversky
               neredeyse nefes alamayacak kadar heyecanlanmıştı. Eğer düşündükleri doğruysa, Julia şu anda hem bilinçaltından
               kopmayacak, hem de bilgi verildiğinde anlayabilecek ve cevap verebilecek durumda olacaktı.
                   O kadar tedirgindi ki doktor, elleri titriyordu. Derin bir nefes almaya zorladı kendini; nefesini bir an için tuttu ve
               yavaşça bıraktı. Video kameraya göz attı ve her şeyin kaydedildiğini teyit etti. Birden içinden aynaya bakıp saçını
               düzeltmek geçti - sonuç olarak eğer haklıysa bu tarihi bir andı, ama bunu yapmadı. Şimdiyi düşün, geleceği kafana
               takma. Şimdiyi düşün. Başını salladı ve bu cümleyi tekrarlayıp durdu.
                   Şimdiyi düşün. Şimdiyi düşün.
                   Sesinin titremeyeceğinden veya çatlamayacağından emin olduğu anda öne doğru eğildi ve Julia'yla neredeyse
               burun buruna durarak yıllardır içini kemiren, sormak istediği soruyu sordu.
                   "Julia," derken sesi bir garip çıkıyordu, "ne görüyorsun?"
                   Gözlerini açmadan Julia başını ona doğru çevirdi.

                   "Sonsuzluğu görüyorum.


                   Caine yuvarlak kapsüle baktı ve bunun kendisini delirtip delirtmeyeceğini merak etti.
                   "Siz ilacınızı yutmadan gidemem Bay Caine," dedi hemşire. "Biliyorum," dedi Caine. "Bir sorun mu var?"
                   "Henüz yok."  Hemşire  bu espriyi anlamamıştı. Caine  kendisine düşünme fırsatı tanımadan ilacın içinde
               durduğu plastik kabı ağzına götürdü, ilacı ağzına aldı ve yuttu. Sonra da plastik bardağı aldı ve hemşireye 'şerefe'
               dercesine kaldırdıktan sonra su içti. "Umarım durumda bir değişiklik olmaz."
                   Hemşire, tedirgin bir şekilde gülümseyen Caine'a bakarken şaşırmış gibiydi. Hapı yutup yutmadığından emin
               olmak için Caine'in  dilinin altına baktıktan sonra odadan çıktı. Caine  korkularıyla baş başa kalmıştı artık. Dr.
               Kummar'ın yeni deneysel ilacının çevresini kaplayan plastik kapsül, midesinde yirmi dakikada eriyecekti. Sonra ne
               olacağını ancak yukarıdaki bilirdi.
                   Caine, belki de hayatının son aklı başında dakikaları olacak bu süre boyunca ne yapması gerektiğini düşündü.
               Bir vasiyet yazmayı düşündü, ama değerli hiçbir şeyi yoktu. Jasper'ı bugün görmemiş olsaydı ona bir not yazardı,
               ama artık buna da gerek yoktu. Sonunda televizyonu açıp Riziko'yu izlemeye karar verdi.
                   Zeke adında iri yarı bir adam, diğer iki yarışmacıyı ezip geçiyordu. Çifte puan kazanılan turda ara açıldı, şişe dibi
               kalınlığındaki siyah çerçeveli gözlüklerini düzeltip durdu. Ama bir sonraki turda, Zeke'in gözünü hırs bürüyünce
               kazandıklarının yarısını kaybetti ve böylece birkaç yüz dolar arkada kalıp ikinci bitirdi turu. Reklâm arasında köpek
               maması, minivanlar ve borsa simsarları ile ilgili reklâmlardan sonra AlexTrebek çıktı ve son soruyu da sordu.
                   "Napolyon onsekizinci yüzyılda yaşayan astronoma, güneş sistemi hakkındaki eserinde niye Tannrıdan söz
               edilmediğini sorduğunda bilim adamı şöyle cevap verdi: "Efendim, bu hipoteze gerek yok," Alex kelimelerin üstüne
               basa basa konuştu ve programın fon müziği başladı.





               Saklı Kütüphane                              40                                 www.e-kitap.us
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45