Page 37 - Olasılıksız
P. 37
6
Nava, ClA'in New York Merkezi'nin kurşuni gri kapılarından içeri girerken telaşlanmamaya çalıştı. Eğer onu
tutuklayacaklarsa, burada, girişte yapacaklardı. Kapılar arkasından kilitlenirken iki silahlı görevliye baktı. Ne
yapacaklarını kestirmeye çalışıyordu; ama yüzlerinden hiçbir şey okunmuyordu.
Yavaşça yürüyerek metal dedektörüne doğru gitti. Nava geçerken metal detektörünün kırmızı ışığı
yandıysa da, onun binaya silah sokma izni olduğunu bildikleri için üstünü aramadılar. Kapının yanındaki parmak
izi tarayıcısına elini koydu ve beyaz ışık tüm elini taradıktan sonra kapının açılmasını bekledi.
Elektronik kilit açılıp da kurşun geçirmez kapı yana doğru kayarken bir klik sesi duyuldu. Nava resepsiyona
girerken rahatlamıştı. Duvarda CIA amblemi olmasa burası normal bir işyerinin resepsiyonu gibiydi. Hatta iki de
sekreter vardı; biri neşeli, diğeri ciddi. Nava ismini verince asık suratlı sekreter onu ofislerin arasından
geçirerek müdürün odasına götürdü.
Nava penceresiz ufak odaya girince, Müdür Bryce onun elini sıkmak için ayağa kalktı.
Keskin bakışlı kahverengi gözleri, dolgun, gümüşi gri saçları olan ince adam insana güven verecek şekilde
tokalaşırdı. Bir ajandan çok Amerika'nın en büyük beşyüz şirketinin üst düzey yöneticilerinden birine benziyordu.
Lafı dolandırmadan hemen konuya girdi.
"Transfer ediliyorsun."
"Ne?" Nava tutuklanmaya hazırlıklıydı, ama buna kesinlikle hazırlamamıştı kendini.
"UGA'daki Bilim ve Teknoloji Araştırma Laboratuvarı'nda adama ihtiyaçları varmış ve masa başı işinden
fazlasını yapabilecek bir ajan istediler."
Nava anlayamamıştı. UGA'nın ClA'den beş misli fazla adamı vardı. Ayrıca, birimler arası transfer yapılması da
görülmedik bir şeydi. Bu bir tuzaktı herhalde. Zamana karşı yarışmalı ve daha fazla bilgi edinmeliydi bu
konuda.
"Ama efendim ben-"
"Beni, meni yok, işi hallet. Hemen şimdi naklediliyorsun birime," dedi yeni kimliğini Nava'ya doğru iterek.
"Çıkışta Teşkilat kimliklerini bırakırsın artık."
"Efendim ama anlayamıyorum, UGA'nın neden bir CIA ajanına ihtiyacı olsun ki?"
"Hiçbir fikrim yok desem; ayrıca bize söylemeye de niyetleri yok. Eğer bizi dâhil edecek olsalar yardım
isterlerdi; kalkıp da kadronu onlara aktarmamızı talep etmezlerdi." Müdür sinirli konuşuyordu. Nava her şeyi daha
iyi anlamaya başladı. Transfer fikri müdürden çıkmamıştı. Yani bu bir tuzak değildi, müdürü bu işi yapmaya
zorlamışlardı.
"Peki neden ben?" diye sordu hâlâ bazı şeylerin cevabını alamamış olan Nava.
"Şu anda istedikleri niteliklere sahip, görevi olmayan tek ajan sensin de ondan." Nava bu sözleri duyunca her
şeyi daha iyi anlamaya başladı. UGA bir tek nedenle Nava gibi bir CIA ajanının transferini isterdi: Ya birini sorguya
çektireceklerdi, ya kaçırtacaklardı, ya da öldürteceklerdi. Müdür lazer yazıcısından bir parça kâğıt alıp Nava'ya
verdi.
"Bu BTAL'ın adresi. Öğle vakti orada olman gerekiyor, acele etsen iyi olacak." Önündeki bilgisayar ekranına
döndü Nava'yla işinin bittiğini ima edercesine. "Şimdi izninle, işim var."
Müdürün ofisinin dışında silahlı bir nöbetçi Nava'yı bekliyordu. Ona sert bir ifadeyle bakıyordu.
"Size kapıya kadar eşlik edeceğim."
Nava'nın hemen bir plan yapması gerekiyordu, ağa bağlanıp bilgileri başka bir diske kopyalamalıydı.
Nöbetçiye göz süzerek baktı.
"Bilgisayardan e-postamı kontrol etsem? Bir saniyelik işim var aslında."
Saklı Kütüphane 37 www.e-kitap.us