Page 32 - Olasılıksız
P. 32

Dr. Kummar, Caine'in ve  Jasper'ın birbirlerine tedirgin bir  şekilde baktıklarını görünce hemen
               sözlerine devam etti. "Kesin olacak diye bir şey yok. Ama ufak da olsa bir risk var."
                    "Ne kadar küçük bir riskten söz ediyoruz?" diye sordu Jasper.
                    "Yüzde 2'den az," dedi hemen Dr. Kummar.
                    "Eğer böyle bir şey olursa, o zaman ilacı hemen keseriz, değil mi?" diye sordu Caine.
                    Dr. Kummar başını salladı. "Yo, hayır. Bu çok tehlikeli olur. İlacın etkilerini göremesek bile yine
               de etkili olabilir. Eğer ilacı birden kesersen, o zaman çok ağır nöbetler geçirebilirsin."
                    "O zaman şöyle sorayım soruyu: Çıldırmaya başladığımda tam olarak ne yapmamı öneriyorsunuz?"
                    "İnsanın kendisinde bir akıl hastalığını teşhis  etmesi  çok zordur, bu yüzden de haftada bir
               asistanımla bir araya gelip psikolojik değerlendirme yapabilirsiniz."
                   Caine yastığına yaslandı. Jasper'ın yüzüne bakınca kardeşinin bile kendisine acıdığını hissetti. Hapı
               yutmuştu. Caine gözlerini  kapayıp dünyadan kopmaya çalıştı. Dr. Kummar'ın sözleri çınlıyordu
               kulaklarında: Şizofreni. Caine, bile bile böyle bir riski göze aldığına inanamıyordu. Ama eğer nöbetler
               şiddetlenerek devam ederse Jasper'dan da kötü durumda olacaktı. Başka seçeneği yoktu.
                    "Tamam," derken Caine bir yandan rahatlamıştı, bir yandan da ödü patlıyordu.
                   "Anlaştık o zaman." Dr, Kummar kapıya doğru yönelmişti ki durdu ve Caine'e döndü. "Ayrıca, eğer
               gerekli olursa seni bir akıl hastanesine yatırabileceğime dair bir izin belgesi de imzalaman gerekecek."
               Caine tek kelime edemeden doktor odadan çıkmıştı bile.
                   "Tatlı adam," dedi Jasper dalga geçerek. "Tabii ne demezsin. Yeme de yanında yat." Bir an için
               sessizlik oldu. Sonra Jasper, "Demek bu işi yapacaksın öyle mi?" diye sordu.
                   "Mecburum."
                    "Ağabeyin gibi olmaktan korkmuyor musun? Deli olup ağzından salyalar saçarak dolaşmak var,
               dar, gar, sar."
                    Caine'in birden nefesi  kesildi. "Jasper iyi olduğuna emin  misin? Kafiyeli konuşmak da
               semptomlardan biri-"
                    "Bir  şeyim  yok," dedi Jasper Caine'in sözünü keserek. Jasper gülümser  gibi  dudaklarını büktü.
               "Kafiyeli konuşmak hoşuma gidiyor, hepsi bu. Şiir gibi, seviyorum işte." Birkaç kere dilini şaklattı. Sanki
               söylediklerini vurguluyordu. "Gelelim senin durumuna. Emin misin bunu yapmak istediğine?"

                    "Başka  şansım yok ki.  Bu  şekilde yaşamaya devam edemem. Nöbetler devam ederse o  zaman
               zaten..." Caine lafını bitiremedi.
                    "Kalmamı ister misin? Birkaç gün kanepende yatarım istersen."

                    Caine başını salladı. "Yok, sağ ol. Ben iyiyim. Bunu tek başıma yapmak istiyorum. Bilirsin işte."
                    "Bilirim," dedi Jasper kirli sakalını kaşırken, "bilirim."
                    "Sana bir soru sormak istiyorum." A     "Sor."
                    "Şizofreni nasıl bir  şey?"  diye sordu Caine tedirgin  bir  şekilde. Kardeşine daha önce bunu hiç
               sormadığını düşündü bir yandan da. "Nasıl hissediyor insan kendini?"

                   Jasper omuz  silkti. "Hiçbir  şey oluyormuş gibi hissetmiyorsun.  Yanılsamalar gerçek gibi. Doğal,
               hatta olması gerektiği gibi. Sanki hükümetin düşüncelerini okumaya çalışması dünyanın en mantıklı ve
               doğal  şeyiymiş gibi geliyor, ya da en yakın dostunun seni öldürmesi  falan." Biran sustu kaldı. "Bu
               yüzden çok korkutucu."
                   Jasper  sözlerine devam etmeden yutkundu. "Önemli olan  şu; her ne oluyorsa, ya da  sen  ne
               olduğunu sanıyorsan, yine de kontrol sende. Kim olduğunu ve hâlâ kendin olduğunu hatırlamaya çalış.
               Bununla başa çıkmaya çalış. Kendini güvenceye al, güvenli mekânlar seç, güvenebileceğin insanlarla
               birlikte ol. Yarattığın dünyada mantıklı kararlar vermeye çalış. Sonunda bir şekilde gerçeği buluyorsun,
               gerçekliğe dönüyorsun."




               Saklı Kütüphane                              32                                 www.e-kitap.us
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37