Page 30 - Olasılıksız
P. 30

5








                   Caine'de Temporal Lob Epilepsisi -TLE- vardı. Doktor ona koku ve görsel duyuları ile ilgili anomalilerin
               nöbetin başlangıcına işaret ettiğini anlattı. Ayrıca, sesler de duyabilir, ya da dejavu yaşayabilirdi; yani bazı olayları
               yaşarken, ona sanki bunları önceden de yaşamış veya görmüş gibi gelebilirdi. Tüm bu kokular, görüntüler, sesler
               ve  duygular nöbet öncesi auranın bir parçasıydı. TLE  hastalarının  hepsinin bu auraları yaşadıklarını bilmesi
               Caine'i rahatlatacaktı sözde, ama tam tersi oldu.
                   Bir sonraki yıl karabasan gibiydi, sürekli hastaneye yatırılıp duruyordu ve her nöbet bir öncekinden kötü
               oluyordu.
                   "David inan bana bunları bilmiyordum," dedi Jasper kardeşi anlatınca. "Özür dilerim."
                   Caine omuz silkti. "Bilsen ne olacaktı ki? Elinden bir şey gelmez."
                   "Biliyorum, ama keşke söyleseydin," dedi  omzu seğiren Jasper. "Neden nöbet geçiriyorsun? Nedenini
               biliyorlar mı?"

                   "Doktor bunun idiopatik olduğunu söyledi. Yani anlayacağın, hiçbir fikirleri yok bu konuda."
                   "Tedavi edemiyorlar mı?"
                   Caine başını salladı. "Bu yıl içinde altı farklı anti-epilepsi ilacı denedim, AE ilaçları beni kusturmaktan başka
               işe yaramadı."
                   "Hadi ya," dedi Jasper, "ben epilepsiyi tedavi edebildiklerini sanırdım."

                   "İlaçlar ve diğer tedaviler hastaların yüzde altmışında işe yarıyor. Ben şanslı yüzde kırkın içindeyim."
                    Jasper bir  yorumda bulunamadan kapı çalındı.  "Girebilir  miyim?"  diye sordu gereksiz  bir nezaketle Dr.
                Kummar ve daha onlar cevap vermeden odaya girdi.
                    Caine "Tabii buyurun," dediğinde adam zaten odadaydı. Dr. Kummar, Caine'in dosyasını aldı ve okumaya
                başladı; başını sallayıp duruyordu, sanki içinden kendi kendine konuşuyordu. Sonunda dosyayı bir kenara bıraktı,
                elindeki minik ışıkla Caine'in gözlerine baktı ve bir adım geri çekilip durdu.

                    "Nasıl hissediyorsun kendini?"
                    "Yorgunum, ama iyiyim."
                    "Nöbet başlamadan önce aura ne kadar sürdü?"

                    "Birkaç dakika."
                    "Yaa. VSS tedavisinden beri yaşadığın en kısa aura yani."
                   "Evet." Caine ameliyattan kalan yara izini elledi. Üç ay önce Dr. Kummar boynundaki bir sinirin altına pilli bir
               cihaz yerleştirmişti. Vagus sinir stimülasyonu olarak bilinen yöntem, bu yolla tedavi edilmeye çalışılan hastaların
               ancak yüzde 25'inde işe yarıyordu. Tedavinin başarı oranı bu denli düşük olmasına rağmen, çaresiz olan Caine
               bunu bile denemişti. Ne yazık ki o şanslı yüzde 25'in arasında da değildi.

                   Dr. Kummar iç  geçirdi. "Sana  ne  diyeceğimi bilmiyorum  David. Yapabileceğimiz pek bir şey kalmadı,
               piyasadaki tüm ilaçları da denedik ve bir etkisi olmadı hiçbirinin. Açıkçası senin için yapabileceğimiz başka bir
               şey kalmadı." Dr. Kummar duraksadı. "Eğer benim çalışmam konusunda fikrini değiştirmediysen tabii ki."
                   Dr. Kummar dokuz ay kadar önce Caine'e ilaç denemesi yaptığı bir araştırmada kobay olmasını önermişti.
               Başta Caine bunu kabul etmişti. Hatta gerekli tüm kan testlerini yaptırmış ve tüm evrakı hazırlamıştı; ama son
               anda Dr. Kummar olası yan etkileri saymaya başlayınca Caine bu işten vazgeçmişti.
                   Ama bu son ameliyattan önceydi, o zamanlar umudunu yitirmemişti daha. Dr. Kummar'ın nazikçe
               ifade etmeye çalıştığı gibi başka seçenek kalmamıştı artık. Eğer nöbetler devam ederse birkaç yıla




               Saklı Kütüphane                              30                                 www.e-kitap.us
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35