Page 36 - Olasılıksız
P. 36

geçtiğinin farkındaydı.
                   Gidecek miydi? Kalacak mıydı? Aslında çok  basit  bir seçimdi  bu.  Ama bunun sonucunda başına
               gelebilecekler  hiç de basit değildi. Bir dakika içinde Nava gözlerini açtı. Kararını vermişti. Üç  tane silah
               kuşandı - 9 milimetrelik bir SIG Sauer vardı omuz askısında, bacağına da 9 milimetrelik yan otomatik bir Glock
               bağladı, çizmesine bıçağını sıkıştırdı. Dört sahte pasaportunu ve ellilik beş kutu mermi alıp kapıya doğru gitti.
                   Çıkmadan önce  son  bir kez omzunun  üstünden dairesine  baktı. Bir daha buraya dönebileceğini hiç
               sanmıyordu. Sokağa çıktığında bir taksi buldu. Acele etmesi gerekiyordu.

                                                             ▲

                   Hava o kadar soğuktu ki Jasper'ın ağzından dumanlar çıkıyordu, ama bu onun umurunda değildi. Soğuğu
               hissetmek bile güzeldi. Parmaklarının ucundaki acı ona hayatta olduğunu hatırlatıyordu adeta. Artık iş başındaydı.
               Birkaç haftadır antipsikotik  ilaçlarını almıyordu  ve bedenini ilaçların etkisinden arındırmak üzereydi.  Sanki biri
               ağzına bir  hortum  sokmuştu ve beynini çevreleyen bulutlar dağılmış gibiydi. Eğer sokaklar insanlarla dolu
               olmasaydı, binaların önünden koşar, sırf bu duyguyu tadabilmek isterdi.
                   Kendini müthiş hissediyordu. "Çok iyiyim, kim, sim, timi" diye bağırdı sokağın ortasında. Jasper'a garip garip
               bakanlar da vardı; ama bu onun umurunda değildi. Kafiyeli konuşmak çok hoşuna gidiyordu, kendini iyi
               hissediyordu. Kafiyeleri duyunca sanki zihninde bir sürü top zıplıyormuş gibi hissediyordu.
                   Philadelphia'ya geri dönmeyi iple çekiyordu.
                   Daha geri dönemezsin,
                   Jasper birden bire olduğu yerde çakılıp kalınca biri ona çarptı. Çevresindeki her şeyi görmezden gelerek,
               sanki uzaktan gelen bir; sesi duymaya çalışıyormuş gibi başını eğdi. Ses'i duymuştu. İlaçlar  onu yok edinceye,
               bastırıncaya kadar, Ses bir yıl boyunca onunla konuşmuştu.
                   Ses'in yankısını zihninde duyunca birden onu ne kadar özlediğinin farkına vardı. Ses'i o kadar çok seviyordu
               ki ağlamak istiyordu. Kulakları çınlıyordu. Ses  ona bir  şey söylemek  istediğini anlatmaya çalışıyordu. Jasper
               gözlerini sımsıkı kapadı. Gözlerini kapayınca Ses'i daha iyi duyabiliyordu.
                   Kalman gereekiiyor.
                   -Neden?
                   Çünkü karrdeşşiini koruman gerrekkiiyor.
                   -Ona ne olacak?
                   Yakkında gelleccekkler. Yanında olup ona yarrdım etmen gerekkiiyor.
                   -Kim gelecek?
                   Hükümmett.
                   -Neden onun peşindeler?
                   Çünkü o özzzelll. Şimdi dikkatle diinnnlee...
                   Akan bir nehrin içinde çakılı kalmış bir kayaymış gibi kıpırdamadan kaldırımda duran Jasper'ın yanından
               insanlar geçerken, o gözlerini kapayıp dikkatle dinledi. Ses sustuğunda Jasper gözlerini açıp gülümsedi. Dönüp
               hızla yürümeye başladı, artık hayatta yeni bir hedefi, yeni bir amacı vardı. Sanki bu onu canlandırmıştı, ona hayat
               vermişti.
                   David'e yardım edecekti. Kardeşi peşinde olduklarını bilmiyordu. Ama Jasper biliyordu. Ses'in dediklerini
               yaparsa her şey yoluna girecekti. Yürürken yanlışlıkla omuz attığı yayaların kendisine ters ters baktıklarından
               habersiz olan Jasper koşmaya başladı. Acele etmesi gerekiyordu.
                   Daha silah alacaktı.









               Saklı Kütüphane                              36                                 www.e-kitap.us
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41