Page 146 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 146
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve
kalbindekine rağmen Allah'ı şahid getirir; oysa o azılı bir düşmandır. (Bakara
Suresi, 204)
Allah, "konuştukları zaman da onları dinlersin" sözleriyle 'münafıkların din
dışı konuşmalardaki şeytani yeteneklerini' haber vermiştir. Diğer ayette ise Rabbimiz,
"dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider" şeklinde bildirmiştir. Demek ki
münafık, dünya hayatının süksesine, çıkar ve menfaatlerine yönelik konular söz
konusu olduğunda çok akıcı ve ilgi çekici şekilde konuşabilmektedir.
'Din ile ilgili sözler' ise münafığın ilgi duyduğu ve zevk aldığı konular değildir.
Ama sanattan, resimden, heykelden, her türlü zenginlikten, paradan, modadan, kıya-
fetlerden, süslenmekten, saç bakımından, spordan, evlerden, arabalardan, yiyecek-
lerden, içeceklerden saatlerce zevkle bahsederler. Televizyondaki bir program, gaze-
telerde gündem olan bir dedikodu, sosyal medyada insanların kimleri takip ettiği gibi
konularda müthiş açılırlar. Elbette bunlardan bahsetmesinde bir yanlışlık yoktur.
Dikkat çekici olan, tüm bunlarda gösterdiği şevk ve yeteneği dini konularda kaybet-
mesidir.
Ve ayette "hoşuna gider" sözüyle bildirildiği gibi münafıklar, iman gözüyle, Müs-
lüman ahlakıyla bakmayan insanların da ilgisini çekebilecek bir üslup kullanabilirler.
Bu konuda yeteneklidirler. Tüm bu konular hakkındaki en detay bilgileri bile hafı-
zalarında tutabilme konusunda da yeteneklidirler. Boş konulardan konuşmak söz
konusu olduğunda ufukları da alabildiğine geniş olur. Ancak Allah ayetin devamında
münafıkların "sütun gibi dayandırılmış ahşap-kütük gibi" olduklarını da bildirmiştir.
Dolayısıyla bu, 'hiçbir işe yaramayan, içi kof boş bir yetenektir'. Ve ne kendilerine
ne başkasına bir fayda getirmez. Çoğu zaman 'gevezelik' olarak nitelendirilebilecek
tarzda boş konuşmalar yapmaktan öteye gidemezler. Bu lafazanlıklarıyla ne kendileri
ne de bir başkası için bir hayra vesile olmazlar. Bu bilgileri hikmetli bir şekilde, iyi
bir amaç için kullanamazlar. Sadece kendileriyle aynı kafadaki amaçsız insanlarla
gevezelik ve boş konuşmalar yaparak, insanları rahatsız eden itici bir karakter sergilemiş
olurlar.
Bir insan, Müslümanlardan birinin yanına gitse ve boş ya da sıradan konular
hakkında uzun uzun konuşarak onun vaktini alacak olsa, samimi bir mümin bundan
çok rahatsız olur. Aynı şekilde bu insan sırf denemek için, münafık karakterli birinin
yanına gidip de Allah'ı içten ve samimi bir üslupla ansa, münafık da bu durumdan
büyük bir acı çeker. Bu onun en tahammül edemediği, en acı çektiği konudur. Allah'tan,
dinden bahsedildiğinde rengi solar, morali bozulur, neşesi kaçar. Kuran'ın "Sanki
onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler; arslandan korkup-kaçmışlar." (Müddessir
Suresi, 50-51) ayetleriyle bildirildiği gibi, münafıklar Allah'ın zikrini duyduklarında
144