Page 155 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 155
ad nan o k t ar (haru n y ahy a)
İşte (şu) namaz kılanların vay haline, Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar, Onlar
gösteriş yapmaktadırlar. (Maun Suresi, 4-6)
Münafıklar gösteriş için yaptıkları ibadetlerle kendilerini inançlı kimseler gibi
göstermeye çalışır ve ardından da bu yolla Müslümanların imkanlarını kullanmaya
başlarlar. Ve münafıklar, Müslümanların, "Ben iman ediyorum, Allah'ı, Müslümanları
çok seviyorum, İslam'a hizmet etmek istiyorum" diyen bir insanın sözlerine hüsn-ü
zanla bakacaklarını ve kendisine asla "Hayır sen Müslüman değilsin, senin sözüne
inanmıyoruz" gibi bir söz söylemeyeceklerini çok iyi bilirler. İşte bu gerçeğin farkında
oldukları için, Müslümanların bu hüsn-ü zan dolu bakış açılarını çıkarları için en iyi
şekilde kullanmaya çalışırlar.
Müslümanların güçlü, zengin olmaları, refah, huzur, bolluk ve nimet içinde
yaşamaları ve bunlardan yeteri kadar istifade edemediğini düşünmesi, münafığı
çok kızdırır. Müslümanlar zenginleştikçe, onun da bu imkanlardan faydalanabilmek
için içinde duyduğu hırs artar. Her fırsatta, çeşitli bahanelerle, yavaş yavaş isteklerini
sıralamaya başlar. Hemen her gün, Müslümanların imkanlarını kullanabilmek için
yeni bir konu bulur. Bu münafık için adeta 'şeytani bir eğlence konusu'dur. Sabah
uyandığı andan itibaren, o gün 'maddi manevi ne gibi taleplerde bulunarak Müslü-
manlara ne gibi sorunlar çıkarabilirim, maddi imkanlarını nasıl tüketebilirim?'
diye düşünür. Bir gün sudan bir sebeple doktora, başka bir gün saçlarının bakıma ih-
tiyacı olduğu gerekçesiyle kuaföre, bir gün de bazı ihtiyaçları olduğu yalanıyla alışverişe
gitmek ister. Elbette ki alışverişe, hastaneye, kuaföre ya da spor salonu gibi yerlere
gitmek, birçok insanın günlük hayatının doğal ve olağan aktivitelerindendir. Ancak
münafık tüm bunları, gerçekten bir ihtiyaç söz konusu olduğundan değil, alçakça ve
sinsice oyunlar oynayarak, kendince Müslümanlara rahatsızlık vermek amacıyla yapar.
Kimi zaman sağlığını bahane ederek kendisine hizmet ettirtmek; özel ve zahmetli
yemekler yaptırtmak, eşyalarını yıkatıp dolaplarını toplattırmak, oturduğu yere
ayağına kadar her istediğini getirtip götürtmek ister. Kimi zaman yaşadığı yerin
sağlığını olumsuz etkilediğini söyleyerek, kendisine daha konforlu, daha lüks, daha
özel imkanlar sunulmasını talep eder. Tüm bunları yaparken asıl hedefi ise, Müs-
lümanları İslam’a hizmet etmekten alıkoyabilmek, ahlaksızlık yaparak onlara maddi
manevi zorluk çıkartabilmektir.
Kimi zaman da, etrafındaki Müslümanlarda çeşitli bahaneler bularak, onların
kendisine zarar verdiklerini iddia eder ve Müslümanları rahatsız etmeye çalışır. "Fa-
lanca şahsın yürürken çıkardığı ayak sesi migrenimi tetikliyor", "Filanca şahsın
parfümü alerjimi artırıyor", "Bir başka kişinin televizyonun sesini açması çalışmamı
153