Page 210 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 210

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                           MÜNAFIK GÜN BOYUNCA SÜREKL  HOMURDANARAK

                           OLUMSUZ VE Ş KAYETÇ  KONUŞMALAR YAPAR

                           Müslüman tüm ahlakı, tavırları ve konuşmalarıyla 'insanların içini açan, nezih,
                       kaliteli ve pozitif' bir insandır. Münafık ise bunun tam aksine, her hali ve her

                       tavrıyla çevresine 'negatif enerji yayan' bir varlıktır. Gün içinde yaptığı hemen her

                       konuşmasında münafığın bu negatif ruh halini görmek mümkündür.
                           Zira insanın ruh halinin en net yansımaları konuşmalarında ve üslubunda
                       ortaya çıkar. Güzel bir ruhtan güzel sözler akar. Karanlık ve hastalıklı bir ruhtan

                       ise hastalıklı bir üslup çıkar. Münafığın konuşmaları da işte onun ruh halindeki

                       anormalliğin alarmını verir. Çünkü münafık mutsuz ve huzursuzdur. İkiyüzlü,
                       sahte, hain bir kişiliğe sahip olmanın ezikliğini ve acısını hayat boyu içinde taşır.

                       Bu durum konuşmalarında buram buram kendini hissettirir. Hiçbir zaman Allah'ın
                       yarattığı güzellikleri görüp onlardan zevk alamaz. Gördüğü her şey ona sıkıntı verir.

                       Hiçbir şey onu mutlu etmeye yetmez. Sürekli şikayetçi bir üslup kullanır, homurdanır,
                       hoşnutsuzluğunu dile getirir.

                           Münafığın tüm bu şikayetlerinin ortak noktası ise, bunların her birinde söylediği
                       sözlerle 'Müslümanları suçlaması, onları zor durumda bırakmaya çalışması'dır.

                       Amacı, onların sözde 'kötü niyetli, adaletsiz, vicdansız, düşüncesiz, iyiyi kötüyü,
                       doğruyu yanlışı ya da eksiği fark edemeyen kimseler; kendisinin ise 'vicdanlı,

                       adil, doğruyu yanlışı, her türlü aksaklığı, eksikliği fark edebilen, dikkati açık ve
                       akıllı biri olduğu' imajını verebilmektir. Bu sinsi amacı doğrultusunda, bin bir

                       türlü yalan dolan, iftira ile Müslümanlara yönelik suçlayıcı ve şikayetçi konuşmalar
                       yapar.

                           Örneğin bir kıyafet görse onda mutlaka bir eksiklik bulur. Kendisi için özel gi-
                       dilip alınmış bir pantolonu "Kumaşı istediğim gibi değil, daha kaliteli olsun" deyip

                       geri yollatır. "Bu gömleğin rengi bir ton daha koyu olmalı" deyip başka gömlekler
                       arattırır. Kendisine hediye edilen bir elbiseyi, "Bu benim zevkime tam uygun değil"

                       diyerek geri çevirir. Bir sofraya otursa, sofrada onun için hazırlanan nimetleri
                       görmek yerine mutlaka olmayanlara dem vurur. Masada pek çok yemek çeşidi olsa,

                       orda olmayan birşey bulup, "Bu niye yok?" der. Mükemmel dekore edilmiş bir
                       odaya girip, oradaki yüzlerce güzelliği övmek yerine, kimsenin dikkatini çekmeyecek

                       bir eksikliği bulup onu dile getirir. Dilinde, sözünde hep eksiklik, olumsuzluk
                       vardır. Her insanın, her mekanın, her eşyanın eksik ve kusurlu yönlerini görüp

                       onunla ilgili söylenmek münafığın adeta hayat şeklidir. Tek derdi, kendi keyfi ve




           208
   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215