Page 127 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 127

MU’CİZAT-I  AHMEDİYYE                                                                                  129


           o kadar sağlam yapmışlar ve tutmuşlar ki, meselâ Buharî'de görmek, aynı
           Sahabeden işitmek gibidir.

                  Acaba  O  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'a  ağaçlar,  -
           misallerde göründüğü gibi - Onu tanıyıp, Risaletini tasdik edib, Ona
           Selâm  ederek  ziyaret  edib,  Emirlerini  dinleyerek  itaat  ettiği  halde,
           kendilerine  insan  diyen  bir  kısım  camid,  akılsız  mahluklar;  Onu
           tanımazsa,  Îman  etmezse,  kuru  ağaçtan  çok  ednâ,  odun  parçası  gibi
           ehemmiyetsiz, kıymetsiz olarak ateşe lâyık olmaz mı?

                  ONUNCU İŞARET:Şu Mu’cize-i Şeceriyeyi daha ziyade takviye

           eden  mütevatir  bir  surette  nakledilen,     ْذج ع  ِ    ٭     ْلا  ُ    نح  Mu’cizesidir.   Evet
                                                 ِ
                                                           َ
           Mescid-i  Şerif-i  Nebevîde  kuru  direğin  büyük  bir  Cemaat  içinde,
           muvakkaten  Firak-ı  Ahmedîden  (A.S.M.)  ağlaması;  beyan  ettiğimiz
           Mu’cize-i Şeceriyenin misallerini hem teyid eder, hem kuvvet verir. Çünki
           o  da  ağaçtır,  cinsi  birdir.  Fakat  şunun  şahsı  mütevatirdir,  öteki  kısımlar
           herbirinin  nev'i  mütevatirdir.  Cüz'iyatları,  misalleri  çoğu  sarih  tevatür
           derecesine  çıkmıyor.  Evet  Mescid-i  Şerifte  hurma  ağacından  olan  kuru
           direk,  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  Hutbe  okurken  ona
           dayanıyordu.  Sonra  Minber-i  Şerif  yapıldığı  vakit,  Resul-i  Ekrem
           Aleyhissalâtü  Vesselâm  Minbere  çıkıp  Hutbeye  başladı.  Okurken,  direk
           deve  gibi  enin  edib  ağladı;  bütün  Cemaat  işitti.  Tâ  Resul-i  Ekrem
           Aleyhissalâtü Vesselâm yanına geldi, Elini üstüne koydu. Onunla konuştu,
           teselli verdi; sonra durdu. Şu Mu’cize-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm
           pek çok tarîklerle, tevatür derecesinde nakledilmiştir.

                          ِ

                  Evet   عْذجْلا      ٭   نح  Mu’cizesi  çok  münteşir  ve  meşhur  ve  hakikî
                       ِ
                              ُ
                                  َ
           mütevatirdir.  Sahabelerin  bir  Cemaat-ı  Âlîsinden,  onbeş  tarîk  ile  gelip,
           Tâbiînin yüzer İmamları o Mu’cizeyi, o tarîklerle arkadaki asırlara haber
           vermişler.  Sahabenin  o  Cemaatinden  Ülema-i  Sahabe  namdarları  ve
           Rivayet-i  Hadîsin  Reislerinden  Hazret-i  Enes  İbn-i  Mâlik  (Hâdim-i
           Nebevî), Hazret-i Câbir Bin Abdullah-il Ensarî (Hâdim-i Nebevî), Hazret-i
           Abdullah  İbn-i  Ömer,  Hazret-i  Abdullah  Bin  Abbas,  Hazret-i  Sehl  Bin
           Sa'd,  Hazret-i  Ebu  Said-il  Hudrî,  Hazret-i  Übeyy  İbn-il  Kâ'b,  Hazret-i
           Büreyde,  Hazret-i  Ümm-ül  Mü’minîn  Ümm-ü  Seleme  gibi  Meşahir-i
           Ülema-i  Sahabe  ve  Rivayet-i  Hadîsin  rüesaları  gibi,  herbiri  bir  tarîkın
           başında, aynı Mu’cizeyi Ümmete haber vermişler. Başta Buharî, Müslim,
           Kütüb-ü  Sahiha;  arkalarındaki  asırlara,  o  mütevatir  Mu’cize-i  Kübrayı
           tarîkleriyle haber vermişler.
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132