Page 122 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 122

124                                                                                                              MEKTUBÂT


                 S e k i z i n c i   M i s a l : Başta meşhur İbn-i Hazm Sahihinde,
          Râviler Hazret-i Ömer'den naklediyorlar ki: Gazve-i Tebük'te susuz kaldık.
          Hattâ  bazılar  devesini  keser,  susuzluktan  içini  sıkar,  içerdi.  Ebu  Bekir-is
          Sıddık, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a Dua etmek için rica etti.
          Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  Elini  kaldırdı;  daha  Elini
          indirmeden  bulut  toplandı;  yağmur  öyle  geldi  ki,  kablarımızı  doldurduk.
          Sonra  su  çekildi,  ordumuza  mahsus  olarak  hududumuzu  tecavüz  etmedi.
          Demek tesadüf içine karışmamış, sırf bir Mu’cize-i Ahmediye (A.S.M.)dir.

                 D o k u z u n c u   M i s a l : Meşhur Abdullah İbn-i Amr İbn-il
          Âs'ın  hafidi  ve  dört  İmamın  ona  itimad  edib  ve  ondan  Tahric-i  Hadîs
          ettikleri Amr İbn-i Şuayb'dan Nakl-i Sahih ile haber veriyorlar ki, demiş:
          Nübüvvetten  evvel,  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  amucası  Ebu
          Talib ile deveye binip Arafa civarında Zilhicaz nam mevkie geldikleri vakit
          Ebu Talib demiş: "Ben susadım." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
          inmiş, yere ayağını vurmuş, su çıkmış; Ebu Talib içmiştir. Muhakkikînden
          birisi  demiş  ki:  Şu  hâdise  Nübüvvetten  evvel  olduğundan,  irhasat
          kabilinden  olmakla  beraber,  bin  sene  sonra  aynı  yerde  Arafat  çeşmesi
          çıkması, o hâdiseye binaen bir Keramet-i Ahmediye (A.S.M.) sayılabilir.

                 İşte şu dokuz misaller gibi, doksan misal olmasa da, belki doksan
          surette Rivayetler; Mu’cizat-ı Maiyeyi haber vermişler. Baştaki yedi misal,
          manevî  tevatür  gibi  kat'î  ve  kuvvetlidirler.  Âhirdeki  iki  misal,  çendan  o
          derece  tarîkleri  kuvvetli  ve  müteaddid  değil,  Râvileri çok  değiller.  Fakat
          Sekizinci  Misalde,  Hazret-i  Ömer'den  Rivayet  olunan  Mu’cize-i
          Sahabiyeyi  teyid  ve  takviye  eden  ikinci  bir  Mu’cize-i  Sahabiye;  başta
          İmam-ı  Beyhakî  ve  Hâkim  olarak,  Kütüb-ü  Sahiha,  Hazret-i  Ömer'den
          haber  veriyorlar  ki:  Hazret-i  Ömer,  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
          Vesselâm'dan yağmur Duasını niyaz etti. Çünki ordu suya muhtaçtı. Resul-
          i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  Elini  kaldırdı,  birden  bulut  toplandı,
          yağmur geldi. Ordunun ihtiyacı kadar su verdi, gitti. Âdeta yalnız orduya
          su  vermek  için  memur  idi.  Geldi,  ihtiyaca  göre  verdi  gitti.  Şu  hâdise,
          nasılki  sekizinci  misali  teyid  ve  kat'î  isbat  eder;  öyle  de:  Şu  hâdisede,
          meşhur  Allâmelerden  ve  tashihte  çok  müşkilpesend,  hattâ  çok  sahihlere
          mevzu'  deyip  kabul  etmeyen  İbn-i  Cevzî  gibi  bir  Muhakkik  der  ki:  Şu
          hâdise Gazve-i Meşhure-i Bedir'de vuku bulmuş.

           ِ
                     ِ
                                     ِ
                  ِ
            ِ
              مُك  هب    رهَطيل ءٰٓ  ِ  ى َ  ل   س   م   ٰٓا   ء   ام  ا نم  مُك   يَلع    ِ٠   ل    ِّ  ُ َ َ ُ َ    يو  Âyet-i Kerimesi, o hâdiseyi
                                   َ
                                          ْ ْ
                    ُ ا َ
                َ ْ
                  ِّ
          beyan  edib,  ifade  eder.  Madem  Âyet  o  hâdiseyi  gösterir;  kat'iyyetinde
   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127