Page 120 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 120
122 MEKTUBÂT
kesretle su aktı; sonra teşt doldu. Suya muhtaç olanları çağırdım; bütün
geldiler, o sudan Abdest alıp içtiler. Ben dedim: "Daha kimse kalmadı."
Elini kaldırdı, o cefne (yani tekne) lebâleb dolu kaldı.
İşte şu Mu’cize-i Bahire-i Ahmediye (A.S.M) manen mütevatirdir.
Çünki Hazret-i Câbir o işte başta olduğu için, birinci söz onun hakkıdır. O,
umumun namına ilân ediyor. Çünki o vakit Hizmet eden o zât idi; ilân,
başta onun hakkıdır. İbn-i Mes'ud da, aynen Rivayetinde diyor ki: Ben
gördüm ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın parmaklarından
çeşme gibi su akıyor. Acaba Meşahir-i Sıddıkîn-i Sahabeden olan Enes,
Câbir, İbn-i Mes'ud gibi bir Cemaat dese: "Ben gördüm." Görmemesi
mümkin müdür? Şimdi şu üç misali birleştir, ne kadar kuvvetli bir
Mu’cize-i Bahire olduğunu gör ve şu üç tarîk birleşse, hakikî tevatür
hükmünde Parmaklarından su akmasını kat'î isbat eder. Hazret-i Musa
Aleyhisselâm'ın taştan oniki yerde çeşme gibi su akıtması, Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm'ın on Parmağından on musluk suyun akmasının
derecesine çıkamaz. Çünki taştan su akması mümkindür, âdiyat içinde
naziri bulunur. Fakat et ve kemikten Âb-ı Kevser gibi suyun kesretle
akmasının naziri, âdiyat içinde yoktur.
D ö r d ü n c ü M i s a l : Başta İmam-ı Mâlik, Muvatta' Kitab-ı
mu'teberinde, Muaz İbn-i Cebel gibi Meşahir-i Sahabeden haber veriyor ki:
Hazret-i Muaz İbn-i Cebel dedi ki: Gazve-i Tebük'te bir çeşmeye
rastgeldik, sicim kalınlığında güç ile akıyordu. Resul-i Ekrem Aleyhis-
salâtü Vesselâm emretti ki: "Bir parça o suyu toplayınız." Avuçlarında bir
parça topladılar. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, onunla Elini
Yüzünü yıkadı; suyu çeşmeye koyduk. Birden çeşmenin menfezi açılıp,
kesretle aktı; bütün orduya kâfi geldi. Hattâ bir Râvi olan İmam İbn-i İshak
der ki: Gök gürültüsü gibi, toprak altında o çeşmenin suyu gürültü yaparak
öyle aktı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Muaz'a ferman
etti ki:
اان انج ء ڌ م ِ دق ا ه ن ُ َ َ ه ام ىرت ن ح ي ةا كب تَلا نا َط ْ ِ ذاعم اي كشو ي ُ
ِ
ِ
ِ
َ َ َ ٌ َا
َ ُ
ْ
َ
ٰ َ ْ
ٰ َ
ْ ُ
َ
ُ َ ُ
Yani: Bu Eser-i Mu’cize olan mübarek su devam edib, buraları bağa
çevirecek; ömrün varsa göreceksin. Ve öyle olmuştur.
B e ş i n c i M i s a l : Başta Buharî Hazret-i Bera'dan ve Müslim
Hazret-i Selemetebn-i Ekva'dan ve sair Kütüb-ü Sahiha başka Râvilerden
müttefikan haber veriyorlar ki: Gazve-i Hudeybiye'de bir kuyuya
rastgeldik. Biz dört yüz kişi idik. O kuyunun suyu, elli kişiyi ancak idare
ederdi. Biz suyu çektik, içinde birşey bırakmadık. Resul-i Ekrem Aleyhis-
salâtü Vesselâm geldi, kuyunun başına oturdu, bir kova su istedi;