Page 123 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 123

MU’CİZAT-I  AHMEDİYYE                                                                                  125


           şübhe  kalmaz.  Hem  Dua-i  Nebevî  ile,  birden  ve  sür'atle  ve  daha  Elini
           indirmeden yağmurun gelmesi, çok tekerrür etmiş, tek başıyla bir Mu’cize-
           i Mütevatiredir. Bazı defa Câmide, Minber üstünde Elini kaldırmış, daha
           indirmeden yağmış; tevatür ile nakledilmiş.

                  DOKUZUNCU  İŞARET  :  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
           Vesselâm'ın Enva'-ı Mu’cizatından birisi de, ağaçların insanlar gibi Emrini
           dinlemeleri  ve  yerinden  kalkıp  yanına  geldikleridir  ki;  şu  Mu’cize-i
           Şeceriye, Mübarek Parmaklarından suyun akması gibi, manen mütevatirdir.
           Müteaddid  suretleri  var  ve  çok  tarîklerle  gelmiştir.  Evet  Resul-i  Ekrem
           Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Emri için; ağaç, yerinden çıkıp yanına gelmesi,
           sarihan  mütevatir  denilebilir.  Çünki  Meşahir-i  Sıddıkîn-i  Sahabeden
           Hazret-i  Ali,  Hazret-i  İbn-i  Abbas,  Hazret-i  İbn-i  Mes'ud,  Hazret-i  İbn-i
           Ömer,  Hazret-i  Ya'lâ  İbn-i  Murre,  Hazret-i  Câbir,  Hazret-i  Enes  İbn-i
           Mâlik,  Hazret-i  Büreyde,  Hazret-i  Üsame  Bin  Zeyd  ve  Hazret-i  Gaylan
           İbn-i Seleme gibi Sahabeler; herbiri kat'iyyet ile, aynı Mu’cize-i Şeceriyeyi
           haber  vermiş.  Tâbiînin  yüzer  İmamları,  mezkûr  Sahabelerden  herbir
           Sahabeden  ayrı  bir  tarîk  ile,  o  Mu’cize-i  Şeceriyeyi  nakletmişler.  Âdeta
           muzaaf tevatür suretinde bize nakletmişler. İşte şu Mu’cize-i Şecere, hiçbir
           şübhe kabul etmez bir Tevatür-ü Manevî-i Kat'î hükmündedir.

                  Şimdi  o  Mu’cize-i  Kübranın,  tekerrür  ettiği  halde,  birkaç  sahih
           suretlerini, birkaç misal ile beyan edeceğiz:

                  B i r i n c i   M i s a l : Başta İmam-ı Mace ve Darimî ve İmam-ı
           Beyhakî Nakl-i Sahihle Hazret-i Enes İbn-i Mâlik'ten ve Hazret-i Ali'den
           ve Bezzaz ve İmam-ı Beyhakî Hazret-i Ömer'den haber veriyorlar ki: Üç
           Sahabe  demişler:  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm,  küffarın
           tekzibinden müteessir olarak mahzun idi. Dedi:
                                           ِ
           اه  ْ َ َ َ        عب   د  َ    ىذ   ٸب    َك نم      ڋ    ابُا     َه ةيۤا  ِ    َا   ر     ٲ     بر اي    Enes'in    Rivayetinde,  Hazret-i
                             ٰ
                                             َ َ
                       ْ َ
                                  ا َ
                                           ِّ
           Cebrail  hâzır  idi.  Vâdi  kenarında  bir  ağaç  vardı.  Hazret-i  Cebrail'in
           i'lamıyla, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o ağacı çağırdı; tâ yanına
           geldi. Sonra git dedi. Tekrar gitti, yerine yerleşti.

                  İ k i n c i   M i s a l : Allâme-i Mağrib Kadı İyaz Şifa-i Şerif'te ulvî
           bir  senedle,  doğru  ve  sağlam  bir  an'ane  ile,  Hazret-i  Abdullah  İbn-i
           Ömer'den   haber  veriyor  ki:   Bir   seferde   Resul-i Ekrem   Aleyhissalâtü
           Vesselâm'ın  yanına  bir  bedevi  geldi.  Ferman  etti:       رت دي  ُ ُ    ني   َا  Nereye
                                                                     َ ْ
           gidiyorsun?"    Bedevi    dedi:    "Ehlime."    Ferman    etti:
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128