Page 129 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 129

MU’CİZAT-I  AHMEDİYYE                                                                                  131
                             ِ
                ِ
                                         تخا  İlm-i Kelâm'ın    büyük   İmamlarından
           etti:   ء ٰٓ ان   فْلا    ِراد  ٰڌ   ع ء ٰٓ اق َ َ    بْلا  راد  َ َ  ا   ر  َ ْ  ِ
                       َ
                   َ َ
                           َ
                                  َ
           meşhur  Ebu  İshak-ı  İsferanî  naklediyor  ki:  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
           Vesselâm direğin yanına gitmedi; belki direk Onun Emriyle, Onun yanına
           geldi. Sonra emretti, yerine döndü. Hazret-i Übeyy İbn-i Kâ'b der ki: Şu
           Hâdise-i  Hârikadan  sonra  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  emretti
           ki: "Direk, Minberin altına konulsun." Minberin altına konuldu, tâ Mescid-i
           Şerifin  tamiri  için  hedmedilinceye  kadar.  O  vakit  Hazret-i  Übeyy  İbn-i
           Kâ'b yanına aldı, çürüyünceye kadar muhafaza edildi.

                  Meşhur  Hasan-ı  Basrî,  şu  Hâdise-i  Mu’cizeyi  Şakirdlerine  Ders
           verdiği  vakit,  ağlardı  ve  derdi  ki:  "Ağaç,  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
           Vesselâm'a  Meyl  ve  İştiyak  gösteriyor..  sizler  daha  ziyade  İştiyaka,
           Meyle müstehaksınız..." Biz de deriz ki: Evet hem Ona İştiyak ve Meyl
           ve Muhabbet, Onun Sünnet-i Seniyesine ve Şeriat-ı Garrasına ittiba'
           iledir.
                  Bir  Nükte-i  Mühimme:  Eğer  denilse:  Neden  Gazve-i  Hendek'te
           dört avuç taamla bin adamı doyurmak olan Mu’cize-i Taamiye ve mübarek
           Parmaklarından   akan  su  ile,  bin  beşyüz  kişiye suyu doyuruncaya kadar
           içiren  Mu’cize-i Mâiye,  neden  şu    ْذ ِ ج ع      ِ٭   نح  Mu’cizesi  gibi  şaşaa  ile çok
                                            ِ
                                                   َ
           kesretli tarîklerle nakledilmemiş? Halbuki o ikisi, bundan daha ziyade bir
           Cemaatte vuku bulmuş...

                  Elcevab:  Zuhur  eden  Mu’cizeler,  iki  kısımdır.  Bir  kısmı,
           Nübüvveti  tasdik  ettirmek  için, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesse-
           lâm  Elinde  izhar  ediliyor.   عْذ ِ ج     ِ٭ن   ح     şu  nevidendir   ki,  sırf  Nübüvvetin
                                     ِ
                                            َ
           tasdiki  için  bir  hüccet  olarak  zuhura  gelmiş  ki;  Mü’minlerin  Îmanını
           ziyadeleştirmek  ve  münafıkları  İhlasa  ve  Îmana  sevketmek  ve  küffarı
           Îmana  getirmek  için  zahir  olmuş.  Onun  için  avam  ve  Havas  herkes  onu
           gördü, onun neşrine fazla ihtimam edildi. Fakat şu Mu’cize-i Taamiye ve
           Mu’cize-i Mâiye ise, Mu’cizeden ziyade bir Keramettir, belki Kerametten
           ziyade  bir  İkramdır,  belki  İkramdan  ziyade  ihtiyaca  binaen  bir  Ziyafet-i
           Rahmaniyedir.  Onun  için  çendan  Dava-yı  Nübüvvete  delildir  ve
           Mu’cizedir;  fakat  asıl  maksad:  Ordu  aç  kalmış;  bir  çekirdekten  bin
           batman  hurmayı  halkettiği  gibi,  Cenab-ı  Hak  Hazine-i  Gaybdan  bir
           sa' taamdan, bin adama ziyafet veriyor. Hem susuz  kalmış Mücahid
           bir Orduya, Kumandan-ı A'zamın Parmaklarından, Âb-ı Kevser gibi
           su akıttırıp içiriyor.
           İşte  şu  Sır  içindir  ki,  Mu’cize-i  Taamiye  ve  Mu’cize-i  Mâiyenin  her  bir

           misali,    ِ ج  ْذ ع      ِ٭    ح     ن  derecesine çıkmıyor. Fakat o iki Mu’cizenin cinsleri ve
                  ِ
                          َ
           nevileri   külliyet  itibariyle,    ِ ج  ْذ ع      ِ٭   نح gibi  mütevatir  ve  kesretlidir.  Hem
                                     ِ
                                             َ
           taamın  Bereketini  ve  Parmaklarından  suyun  akmasını  herkes  göremiyor,
           yalnız eserlerini görüyor. Direğin ağlamasını ise herkes işitiyor. Onun için
           fazla intişar etti.
   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134