Page 178 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 178

180                                                                                                 İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ

                 C-  Evvelâ:  Ölüm,  Saadet-i  Ebediyeye  mukaddemedir;  bu
          itibarla Nimet sayılabilir. Çünki Nimetin mukaddemesi de Nimettir.
          Nitekim  Vâcibin  mukaddemesi,  Vâcib;  haramın  mukaddemesi,
          haramdır.

                 Sâniyen: Ölüm, muzır hayvanlarla dolu bir hapisten geniş bir
          sahraya çıkmak gibidir. Binaenaleyh Ruh, cesed kafesinden çıkarsa
          necat bulur.

                 Sâlisen:  Ölüm  olmasaydı,  küre-i  arz  nev'-i  beşeri  istiab
          edemezdi ve nev'-i beşer müdhiş perişaniyetlere maruz kalırdı.

                 Râbian: İhtiyarlık yüzünden öyle bir dereceye gelenler var ki,
          tekâlif-i hayatiyeye kadir olamaz, daima ölümünü isterler.

                 İşte bunun için, ölüm Nimettir.


                 D  ö  r  d  ü  n  c  ü      M  e  s  '  e  l  e  :   ۪مُكي يحي ۪۪ ۪۪مث  ukdesinin
                                                                  َّ ُ
                                                        ْ
                                                             ْ ُ
          beyanındadır. Evet bu Hayat, ikinci bir Hayattır ki; ölümden sonra,
          Haşirden  evvel  vukua  gelir.  Demek  Hayat-ı  Uhreviye  bu  ikinci

          Hayatla başlar. Binaenaleyh bu ۪مُكي يحي ۪۪deki Hitab, yalnız insanlara
                                          ْ
                                                ْ ُ
          aid değildir, bilcümle Kâinata raci'dir. Çünkü bu Hayat-ı Uhreviye,
          bütün Kâinatın neticesidir. Eğer bu Hayat olmasa, Kâinatta Hakikat
          denilen  herşey,  zıddına  inkılab  eder.  Meselâ:  Nimet  nıkmet  olur,
          Akıl bela olur, Şefkat yılan olur.
                                                             ِ ِ
                 B  e  ş  i  n  c  i      M  e  s  '  e  l  e  :   ۪نوعجرت۪هيَلا ۪۪مث  un  ukdesi
                                                                  َّ ُ
                                                    َ ُ َ ْ ُ
                                                              ْ
          hakkındadır.  Evet  Cenab-ı  Hak,  Âlem-i  Kevn-ü  fesad  denilen  şu
          Âlemde Hüsün, kubh, Nef', zarar gibi zıdları, çok Hikmetlere binaen
          karışık  bir  tarzda  yaratmıştır.  Hem  de  İzhar-ı  İzzet  için,  vesait  ve
          esbabı  vaz'etmiştir.  Haşir  ve  Kıyamette  Kâinat  tasfiye  ameliyatını
          gördüğü  zaman,  zıdlar  birbirinden  ayrılır  ve  esbab  ile  vesait  de
          ortadan  kalkar;  ortadaki  perde  ve  hicab  kalktıktan  sonra,  herkes
          Sâniini görür ve hakikî Mâlikini bilir.
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183