Page 179 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 179

T e t i m m e


                  Mezkûr  Âyetteki  Cümlelerin  arasındaki  irtibatın  hülâsasına
           bir zeyildir

                  Cenab-ı Hak,   vakta   ki  onların  küfrünü,  istifham  ifade  eden

             ۪فيَك ile reddetti ve halkı da taaccübe davet etti ve ondan sonra gelen
            َ ْ
           dört büyük inkılabı gösteren dört Cümle ile bürhan getirerek isbat etti;
           o inkılabların herbirisi çok tavırlara, vaziyetlere ve mertebelere şamil
           olduğu  gibi,  kendinden  sonra  gelen  inkılabları  hazırlayıcı  birer
           mukaddeme oldu.


           Birinci  inkılaba  اتاومَا۪متنُك ۪Cümlesiyle işaret  edilmiştir.  Yani  bir

                                        ۪ و ۪۪
                                         َ
                                   ْ ُ ْ
                              َ ْ
           insanın cesedini teşkil eden zerrelerin Âlem-i Zerratta geçirmiş olduğu
           vaziyetlerden  son  vaziyetine  işarettir  ki,    ۪ايحَاف۪ Cümlesiyle  işaret
                                                     ۪
                                                      ك
                                                     مُ
                                                            َ
                                                     ْ
                                                         َ ْ
           edilen ikinci inkılaba mukaddeme olur. Hakaik-i Kevniyenin en acibi
           olan şu ikinci inkılabda çok mertebelere, çok tavırlara şamildir ki; son

           tavrı,  vaziyeti    ۪مُكتيمي ۪۪ ۪ مث۪ Cümlesiyle  işaret  edilen  üçüncü  inkılaba
                                   َّ ُ
                          ْ ُ
                                 ُ
           mukaddeme olur. Bu inkılab dahi pek çok berzahî tavırlara şamil olup,
                                  ۪ مث ۪ ۪ ۪ ۪۪۪  Cümlesiyle işaret edilen dördüncü inkılabda
           son vaziyeti  ۪مُكي يحي  َّ ُ
                       ْ
                             ْ ُ
           tamamlanır.  Bu  dördüncü  inkılab  dahi,  birçok  kabrî  ve  Haşrî
                                                            ۪ هيَلا۪مث۪ Cümlesiyle
           vaziyetlere  şamil  olup,  en  son  vaziyeti    ۪عجرت۪ ِ ِ  َّ ُ
                                                     و
                                                    ۪
                                                    ن
                                                       ُ َ ْ ُ
                                                    َ
                                                              ْ
           hitam  bulur.  Demek  bir  zîhayatın  cesedi,  birinci  inkılabın  birinci
           vaziyetinden başlamak üzere daima teceddüd eder, tazelenir;  yani  bir
           libastan, bir kıyafetten çıkar, daha güzel bir libasa, bir kıyafete girer.
           Ve hâkeza böylece Saadet-i Ebediyeye mazhar oluncaya kadar devam
           eder. Binaenalâhâzâ bir zîhayatın şu müteselsil vaziyetlerine bakan bir
           adam, nasıl inkâra cesaret edebilir.
   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184