Page 174 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 174
ِ
۪ مُكتيمي ۪مث۪مُك ۪ايحَا َ ۪ ف۪اتاومَا۪ ۪ متن َ ْ ۪ ِ۪ ۪ ۪ ُكو ۪ للّاب ۪ ۪ ۪ نورفْكت ۪ ۪ فيَك
َ ُ ُ َ
ْ ُ
ٰ
ْ ُ
َّ ُ ْ
َ ْ
َ ْ
َ ْ
ُ
ِ ِ
نوعجرت ۪ه ۪ ۪ يَلا َّ ۪ مث ۪ ۪ ۪۪ ۪ مُكي ي ۪ حي ۪۪ ۪مث
ْ ُ
َّ ُ
ُ َ ْ ُ
ْ
ْ ُ
Yani: "Ne Suretle Allah'ı inkâr ediyorsunuz? Halbuki sizin
Hayatınız yoktu, O size Hayatı verdi; sonra sizi öldürecektir, sonra yine
Hayat verecektir, sonra Ona rücu' edip gideceksiniz."
Âyetlerin Nazmına aid üç vecih, bu Âyette de câridir:
Bu Âyetin mâkabliyle irtibatı: Evet Kur'an-ı Kerim, vakta ki
insanları İbadete ve Allah'a İman etmeye davet etti. Ve İmanın İtikad
edilecek Esaslarıyla yapılacak Hükümlerini icmalen, delillerine işareten
zikretti. Evvelce mücmelen işaret edilen delilleri tazammun eden
Nimetlerin ta'dadıyla, bu Âyette de zikretmeye avdet etti.
Evet bu Âyetle, en büyük Nimet olan Hayata işaret edilmiştir.
İkinci Âyetle, Beka Nimetine işaret edilmiştir. Evet Semavat ve Arz'ın
tanzimatı, Hayatın Kemal ve Saadetini temin eder. Üçüncü Âyetle,
beşerin Kâinat üzerine tafdil ve tekrimine işarettir. Dördüncü Âyetle,
beşere Talim-i İlim Nimetine işaret yapılmıştır. Bu Nimetlerin suretine,
yani Nimet oldukları cihete bakılırsa; İnayet-i İlahiyeye delil oldukları
gibi, İbadetede delildirler. Çünki Nimetleri verene şükür, Vâcibdir;
küfran-ı nimet, aklen de haramdır. Eğer o Nimetlerin Hakikatlarına
bakılırsa, mebde' ve meâdı isbat eden delillerdir.
Ve keza bu Âyet, geçen kâfir ve münafıkların bahsine de
nâzırdır. Onun için taaccübü ifade etmekle inkârı tazammun eden
۪يَك۪ile yapılan istifham, onların tehdidlerine işarettir.
۪
ف
ْ َ
Şimdi, bu Cümlelerin aralarındaki irtibat ve münasebet-
lerden bahsedeceğiz: