Page 169 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 169

NÜKET-İ İ’CAZİYE                                                                                               171

                        ِ
                   ِ ِ
                   ۪مبِر۪نم : O temsilin, Rablarından nâzil olduğunu ifade eden bu
                  ْ َ ْ

           kayıd,  onlar  itirazlarına  hedef  ittihaz  ettikleri,  o  temsilin  nüzulü
           olduğuna işarettir.





                   اورفَك ۪۪ ۪ نيذَّلا  ا ۪۪  ۪ مَا۪و : Bu  امَا evvelki  امَا gibi mâkabllerindeki
                     َ
                                           َّ
                                                         َّ
                    ُ
                                َّ َ
                         َ
           icmali tafsil etmekle, tahkik ve te'kidi ifade ediyor.

                                 ِ

            اورف  ۪۪ ۪ َك  ۪ نيذَّلَا nun  ۪نورفاَكلَا Kelimesine tercihan zikredilmesi, onların
               َ
                                     ْ
                  َ
                             َ ُ
              ُ
           bu  inkârı,  Kalblerinde  rüsuh  peyda  eden  küfürden  neş'et  ettiğine  ve
           onun için onları yine küfre götürdüğüne işarettir.

                  Evvelki     Cümledeki             ۪نومَلعي  nin   mutabakatı   için   burada
                                         َ ُ ْ َ

            ۪نومَلع َ ُ ْ  ۪ ۪ ي  ۪ َلف denmesi münasib iken, onun yerine zikredilen ۪نوُلوقيف Îcaz
                                                                       ُ َ َ
                    َ
           َ
                                                                  َ
           ve  ihtisar  için  mukadder  olan  hallerden  kinayedir.  Takdir-i  Kelâm:
           "Küfrü  olan  adam,  Hakikatı  bilmez,  tereddüde  düşer,  inkâra  girer,
           istifham şeklinde istihkar eder, hakir görür." Ve keza kendileri dalalette
           oldukları gibi, ağızlarıyla halkı da dalalete sürüklediklerine işarettir.
                             ِ
                                             ِ
                  ۪ ايْثَك  ۪هب ۪۪    ِ  ۪۪ىديّ۪و ۪۪ ۪ ايْث    ِ  ۪۪ ۪ هب ۪۪ ۪ َك  ُّ۪لضي: Bu Cümleden evvelki Cümlede


                                     َ

                                               ُ
                              ْ َ
           او     ۪ نمۤا ۪۪ ۪ نيذَّلَا   mukaddem olduğuna nazaran, burada ona münasib olan


                  َ
             ُ َ

                                                  ِ
                                               ِ
             ِ  ۪۪ ۪ هب  يد ۪ يّ    nin takdimi lâzım iken,  ُّ۪۪لضي takdim edilmiştir. Çünki bu

                                              ب
                                             ۪
                                             ه
                 ْ َ                               ُ
           Kelâmdan  maksad,  inkâr  edenlerin  itirazlarını  reddetmektir.  Buna
                           ِ
                       ِ
           binaen    ۪هب ۪ ُّ۪لضي  kesb-i  ehemmiyet  ettiğinden,  takdim  hakkını
                            ُ
           kazanmıştır.
                                      ِ

                  S- Dalalet yerine ُّ۪لضي , Hidayet yerine  ۪يديّ yani masdardan
                                       ُ
                                                             ْ َ
           fiile olan udûlden maksad nedir?

                  C-  Fiil-i  muzari  teceddüd  ve  istimrara  delalet  ettiğinden;
           yirmiüç
   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174